Hayal mi Yoksa Gerçek mi: Uzaya Seyahatin Geleceği

Yeni seyahat trendleri turizm sektörünü ve alışkanlıklarımızı hızla değiştiriyor. Ulaşım araçlarındaki gelişmeler ise seyahat sektörünü gelecekte daha radikal biçimde değiştirecek bir dönüşümün habercisi. Evet, uzaya seyahatten bahsediyoruz. 

İnsanların merak duygusunu en çok çeken yer her zaman uzay oldu. Gökyüzünde gördüğümüz ve bir zamanlar neleri barındırdığını pek bilmediğimiz hem ışıklı hem karanlık yer hakkında bilgimiz gittikçe arttı ama yine de uzay ulaşılmaz kaldı. Mitolojilerde tanrılar gökte düşünüldü, insanlar Güneş’e ulaşmak için kanatlar icat eden kahramanlar yarattı. Uçakların icadıyla seyahat anlayışında yaşanan değişiklik uzay araştırmalarını da değiştirdi.

1961 yılında Sovyet kozmonot Yuri Gagarin bu araştırmalar sonucu uzaya çıkan ilk insan oldu. 1969 yılında Apollo 11 mürettebatı ise Ay’a ayak basan ilk insanlardı. O günden bu yana uzaya seyahat her zaman uzay araştırmalarının bir parçası oldu ve yaklaşık 600 insan uzaya çıktı. Bu görece az bir sayı gibi görünse de son zamanlarda yaşanan gelişmeler bu sayının hızla artacağını gösteriyor.

Sayının görece az kalması, uzaya seyahatin maliyetiyle ilgili. Bugüne kadar uzayda bulunan insanların büyük bir kısmı astronotlardı ama son yıllarda bu oran hızla sivil seyyahlar lehine değişiyor. Son yıllarda SpaceX’ten NASA’ya, Virgin Galactic’ten Space Adventures grubuna kadar birçok şirket uzayı turizme açabilmek için adımlar atıyor. Şu anda bu seyahatlerin maliyeti astronomik düzeyde olduğu için uzaya ancak ultra zengin insanlar çıkabiliyor. Örneğin, uzayda birkaç hafta kalan Kanadalı milyarder Guy Laliberté bu seyahat için 35 milyon dolar ödemişti.

Mars'a Bir Bilet Lütfen!

Özellikle Elon Musk’ın kurucusu olduğu SpaceX’in başarıları bu durumu değiştiriyor gibi. Farklı gezegenlere seyahatten oralarda koloni kurulması gibi konular artık sadece bir hayal veya bilimkurgu filminin konusu değil. Özellikle 3D printer teknolojisinde yaşanan gelişmeler şu anda kendi kendini oluşturabilecek yazıcılar üzerine odaklanmış durumda. Bu sayede Mars’a gönderilecek bir yazıcı başka yazıcılar oluşturarak insan desteğine ihtiyaç duymadan koloni oluşturabilecek. Uygun ortam olduktan sonra da insanlar oraya yerleşebilir. İnanılmaz değil mi?

Uzaya seyahat artık bugünün ve geleceğin bir parçası. Güneş, kum ve denizden oluşan klasik seyahat anlayışı yeni seyahat trendleriyle nasıl değişime uğradıysa daha ilginç bir dönüşüm de kapımızda. Jetgiller’den ve bilimkurgu filmlerinden aşina olduğumuz yolculuklar bizi bekliyor.

Tarihin İlk Uzay Turistleri

Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın kurucusu olduğu SpaceX şirketine ait bir roketle, ilk kez astronotsuz bir hava aracında sivil mürettebat taşındı. Falcon 9 tipi bir roketle Florida eyaletindeki Kennedy Uzak Merkezi’nden hareket eden uzay kapsülü dünyadan yaklaşık 575 kilometre uzaklaşıp bir yörüngeye girdi ve ardından üç gün sürecek uzay turunu tamamladıktan sonra Florida’ya iniş gerçekleştirdi.

Inspiration 4 adı verilen bu uzay gezisinde, hepsi amatör dört yolcu taşındı. 38 yaşındaki milyarder Jared Isaacman tarafından finanse edilen yolculukta kendisiyle birlikte seyahat edecek diğer üç kişi de bir yarışma sonucu ile belirlendi. Yolculardan biri 29 yaşındaki doktor Hayley Arceneaux, aynı zamanda uzaya giden en genç Amerikalı kadın oldu. Yolculardan bir diğerinin eski bir asker olan 42 yaşındaki Chris Sembroski ve 51 yaşında bir jeolog olan Sian Proctorise olduğu açıklandı.

SpaceX’in 2023 senesinde de bu kez Ay yörüngesine turist göndermeye hazırlandığı gelen haberler arasında. Buna göre Japon milyarder Yusakı Maezawa, böyle bir tur için şimdiden yerini ayırtmış bile. Üstelik 2023’ün uzay turistleri bu kez Falcon Heavy’den daha büyük olan devasa bir BFR roketiyle yola çıkacaklar.