Kültür Seyahat
28 Şubat 2022Güncelleme Tarihi: 24 Haziran 2022
Her köşesinde ayrı bir tarih, ayrı bir güzellik yatan, ülkemizin büyük şehirlerinin ve en gözde turistik mekanlarının harikulade yerler olduğunu kimse inkâr edemez. Fakat sakin kasabalarından, kendi halinde şirin mi şirin köylerinin güzelliklerinden ve geçmişinden yeterince bahsetmiyoruz belki de. Biz de bu güzel köylerimizi sizlere anlatmayı kendimize bir görev bildik ve bu sebeple bu yazımızda size işte tam da böyle bir köyden bahsedeceğiz: İzmir’in Ödemiş bölgesinde, yalnız güzelliği ile değil, zaman içinde bünyesinde misafir ettiği farklı farklı kültürler ile de kendini size hayran bıraktıracak Birgi Köyü.
Birgi'nin Tarihi
İsmini Yunanca “Pyrgion” kelimesinin zaman içinde değişime uğramasıyla alıyor Birgi. Yunanca Küçük Kule anlamına geliyor. Antik zamanlarda bölge Dios Hieron olarak da biliniyormuş, Zeus’un Mabedi.
Tarihinin Milattan Önce 750 yıllarına kadar gittiği tahmin edilen bu sevimli köy de Anadolu’nun birçok köşesinde olduğu gibi birden fazla kadim medeniyete ev sahipliği yapmış. Zengin su kaynakları ve bereketli toprakları sebebiyle; Frigyalılar, Lidyalılar, İranlılar, Makedonyalılar ve Romalılar gibi antik medeniyetlerin insanları yaşamış önceleri Birgi bölgesinde. Sonrasında, 1307 ve 1348 tarihleri arasında Aydınoğulları’na başkent bile olmuş. 16 ve 17. yüzyıl ile Osmanlı Devleti zamanında da bir kültür merkezi olmaya devam etmiş.
Birgi'nin Önemli Yapıları
2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Birgi, hak ettiği bu değerli unvanı yalnızca antik dönemlerden beri bir kültür merkezi olmasına değil aynı zamanda içinde barındırdığı ve mimari açıdan eşsiz örnekler taşıyan tarihi yapılarına da borçlu. “Birçok farklı medeniyetin evi olan Birgi, farklı dönemlerden tarihi binalar ve anıtları ile çok kültürlü bir yapı sunuyor.” diyor ve ekliyor UNESCO:
“Bölge, 18. yüzyıla dayanan geleneksel ev dokusu ile farklı dönemlerdeki anıtsal binaları bir arada sunuyor. Bütünlük ve özgünlüğü günümüze kadar koruyabilmiş çok kıymetli bir örnek.”
Ulucami
Bahsi geçen ve Birgi’nin en önemli yapıları diyebileceğimiz tarihi mekanlar için öncelikle bu ikisinden bahsedebiliriz: Ulucami ve Çakırağa Konağı. En önemlilerinden olan Ulucami, tarihi ve mimarisine ek olarak, 1993’te tahta minber kapısının çalınıp Britanya’ya kaçırılmasıyla da biliniyor. Sonrasında kapı bulunup ait olduğu Ulucami’ye geri getiriliyor şükür ki. Cami, 1312 yılında Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından inşa ettirilmiş. Estetik olarak oldukça hoş olan Ulucami, Selçuk ve Osmanlı mimarisinin insana dinginlik veren sadeliğinin kesinlikle harika bir temsilcisi.
Doğu ve güney duvarları mermerden ve tam iki duvarın bulunduğu köşede bir Bizans aslanı bulunuyor. Sırlı tuğladan minaresi ilk yapım sürecine ait iken sonradan ceviz ağacından bir tavan ve sekiz kolon ekleniyor yapıya. O meşhur minber kapısı kündekari tekniği ile dekore edilmiş. Bir çeşit dekoratif doğrama sanatı olan kündekari, ahşaptan geometrik parçaların küçük ölçülerde kesilmesi ve birbirine belli desenler üzerine geçirilmesiyle oluşuyor. Osmanlı’da oldukça yaygın olan bu sanat Birgi'nin Ulucami’sini de süslemiş. Vefatları üzerine, Mehmet Bey ve oğulları Gazi Umur ve Bahadır da cami mezarlığına gömülmüşler.
Çakırağa Konağı
Caminin hemen batısında ise bizi ikinci meşhur yapımız karşılıyor: Çakırağa Konağı. Konak 1761 ve 1764 yılları arasında dönemin zengin bir tüccarı olan Çakı ailesinin Tahir Ağa’sı tarafından inşa edilmiştir. İlk katında misafirler için bir dinlenme alanı, mutfak ve ahır bulunuyor. İkinci katındaki kış odalarında şömineler ve banyolar mevcut. Hem ilk hem de ikinci katı çevreleyen duvarlar çok ince işçilikle yapılmış ahşap işlemeleriyle bezeli. İki tane eşe sahip Tahir Ağa, memleketlerini özledikleri için eşlerinin şehirleri olan İstanbul ve İzmir’den manzaraları konağın iki odasının duvarlarına resmettirmiş. Resimlerin zarar görmemesi adına fotoğraf çekmenin yasak olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Gezilip görülecek diğer yapılar ise İmam Birgivi Medresesi, Sultanşah Mezarı ve zeytin yağı yapımı için inşa edilmiş bir yerleşke olan Şefik Bey Yağhanesi.
Efeler Yolu
Yakın zamanlarda yavaş yavaş turist ilgisinin artması ile hareketlenen Birgi Köyü’nün yaklaşık 3000 yıllık tarihi ve eşsiz atmosferi sizi oldukça büyüleyecek. Efeler Yolu Projesi ile daha fazla yerli ve yabancı turist çekmeyi bekliyor Birgi Köyü. 500 kilometrelik bir yürüyüş rotası çizecek olan projenin; İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ege Üniversitesi, Orman Bölge Müdürlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle hayata geçirilmesi planlanıyor. Efes, Aydın Dağları ve Bozdağlardaki eski köyleri ve platoları birbirine bağlayacak olan projenin, bölge turizmi için oldukça önemli bir adım olacağı tahmin ediliyor. Çekilen ve çekilmesi planlanan televizyon dizileri ve sinema filmleri için de oldukça gözde bir mekân olduğunu söyleyebiliriz, meraklılarına duyurulur!
Köy Pazarı
Her pazartesi yerel pazarın kurulduğu Birgi’de köyün kadınlarının ince ince işledikleri rengarenk çiçeklerle bezeli nakışları görme fırsatı da yakalayabilirsiniz! Ege Kıyısı rotanızın içinde kalacak, İzmir-Bodrum-Marmaris hattı üzerindeki Birgi Köyü’nü ziyaret etmek ve bir sürü farklı medeniyetten insanın soluduğu tertemiz havasını içinize çekme şansını hiç kaçırmayın deriz. Şimdiden iyi yolculuklar diliyoruz herkese!