Teknoloji
18 Kasım 2020Güncelleme Tarihi: 24 Haziran 2022
Plaklar, tutkunları tarafından müziğin ya da sesin en saf hâli olarak tanımlanır. Plakçalarlar ve plaklar dünya çapında milyonlarca insanın evinde bulunmaya ve bu evlere müzik sunmaya devam ediyor. Plak tutkusunun moda olmasının ötesinde bir nedeni var mı? Bunu anlayabilmek için bu ilginç cihazlara daha yakından bakmalıyız.
İlk bilinen müzik kayıt sistemi 1877 yılında Thomas Edison tarafından icat edildi. Ses titreşimlerini silindire sarılmış ince kalay bir levhaya işleyerek kaydeden Edison, sesleri dinlemek için silindiri ters yönde çevirmiş. Oldukça dâhiyane bir fikir değil mi? Edison’un kendi verdiği isim “Konuşan makine” fakat sonradan fonograf ismi tercih edilmiş. Fono (ses), graf (yazılı ses) adı verilmiş. Bu kayıt cihazında kullanılan silindirin şekil değiştirmesiyle taş plaklar ortaya çıkmış. Taş plak ismi, yere düşünce hemen kırılmasından dolayı verilmiş.
Gramofonla çalınan taş plaklar ilk müzikal belge olma özelliğini de taşıyor. Ünlü 45’lik plaklar ise taş plaklara göre daha küçük ve yere düştükleri zaman kırılmıyorlar. Elektrikli plakçalarda çalınabilen bu plakların iki yüzüne de beşer dakikayı geçmemek kaydıyla şarkı kaydedilebiliyor.
Kasetçalar dönemine kadar müzikler yaygın olarak plaklardan ve plakçalardan dinlenirdi. Her ne kadar gelişen teknoloji müzik alışkanlıklarımızı değiştirse de plaklar hiçbir zaman ortalıktan kaybolmadı. Plak sevdalıları her zaman var oldular ve bu sevgiyi yaşatmaya devam ettiler. Günümüzde yeniden ünlü olup evlere girmeye başlayan plakların bu kadar ilgi görmesi sundukları sesin kalitesiyle yakından ilişkili.
Bugün üreticiler müzik dosyalarının boyutlarını küçültebilmek için ses dosyalarını sıkıştırıyor. CD üretiminden itibaren albümde kaydedilen sesler büyük ölçüde sıkıştırılarak tüketiciye ulaştırılıyor. İnternet teknolojileri ise aktarımın doğası gereği dosya boyutunu yönetilebilecek boyutlarda tutmak zorunda. Bu sıkıştırma işlemi esnasında dış sesler siliniyor, bu sayede kayıtta gürültü olarak kabul edilen seslerden arınmış oluyor. Plak döneminde, elektronik değil analog kayıtlar kullanıldığı ve dosyalar sıkıştırılmadığı için enstrümanların sesi çok daha net duyulabiliyor. Bu da plakçalarların çok daha doğal, derinlikli ve mekânsal bir ses sunmasına olanak veriyor. Bu işin bir püf noktası olduğunu da eklemeden geçmeyelim. Plak olarak piyasaya sürülen son dönem albümlerinin büyük bir bölümü CD versiyonunda basılıyor. Yani CD için sıkıştırılan kayıt, plağın üstüne basılıyor. Böyle olunca da elbette plak kalitesinde ses elde etmek mümkün değil. En iyisi siz de çoğu plak tutkunu gibi eski kayıtlara yönelin. Ne varsa eski kayıtlarda var. Peki siz bu eski kayıtlara ulaşmak isterseniz nereden ulaşacaksınız? Bu sorunun cevabını bulabilmeniz adına İstanbul’un en iyi plakçılarını sizler için sıraladık.
Analog Kültür
2014 yılında prodüktör Kaan Düzarat stüdyosunu taşıyacak yer ararken kendini bu plak dükkânını açarken bulmuş. Burayı açma hikâyesini şöyle anlatıyor: “2013 sonlarında plak dükkânı sayısı hayli azdı. Nitelikli, eski veya yeni elektronik müzik bulunabilecek plakçı yoktu. Yalnızca elektronik değil, kendi filtremden geçirdiğim müzikleri paylaşabileceğim bir alanım olsun istedim.” İşte bu fikirle açılan Analog Kültür, günümüzde hem plakçı hem de stüdyo olarak hizmet vermeye devam ediyor. Siz de plak tutkunlarından birisiyseniz burayı çok seveceksiniz.
Groove
Burası yaklaşık 15 senedir hizmet veriyor. 2000’lerin başından beri plak deyince akla ilk gelen dükkânlardan birisi olan Groove’a dünyaca ünlü müzik grubu Depeche Mode ve müzisyen Martin Gore bile alışveriş yapmak için gelmiş. Özellikle caz ve rock plaklarını bulabileceğiniz bu yerde ikinci el plak fiyatları da oldukça uygun.
Vintage Records
Hatırlar mısınız 90’larda efsane bir radyo programı vardı; Kaybedenler Kulübü. Oradaki Mete Avunduk ve Nursel Kaymaz ikilisini bilen bilir. İşte bu iki isim Vintage Records’un kurucuları. Radyoculuk tecrübelerinden de faydalanarak dükkânı muhteşem bir hâle getirmişler. Indie, rock, metal, caz, soul gibi müzik türlerindeki plakları burada bulabilirsiniz.
Müziğin tüketim teknolojilerinin yıllar içerisinde nasıl değişim gösterdiğini anlattığımız Kasetçalarlardan Spotify’a Müzik Yolculuğu yazımız da ilginizi çekebilir.