Kültür Seyahat
12 Kasım 2020Güncelleme Tarihi: 14 Eylül 2023
Yerebatan Sarnıcı ve Efsanesi
Bu hafta yüzyıllardır Sultanahmet’te bütün görkemi ile bizi karşılayan Yerebatan Sarnıcı’na gidiyoruz. Bilmeyenler için öncelikle sarnıcın ne olduğunu açıklayalım. Sarnıç, doğal ya da özel olarak yapılmış, yağmur sularını biriktirmeye yarayan yeraltı su deposuna verilen isimdir. Yerebatan Sarnıcı ise Bizans zamanında I. Justinianus (Jüstinyen) tarafından kuşatmalara karşı su sıkıntısı çekmeye önlem amacıyla yapılmıştır ancak “dünyanın en eski su deposu” denip geçilemeyecek kadar da görkemli bir yapıdır. Öyle ki halk arasında sarnıç, “Yerebatan Sarayı” olarak adlandırılır.
110 metre uzunluğu, 70 metre genişliği ile 100.000 ton su depolama kapasitesine sahip İstanbul’daki en büyük sarnıçtır. Konum olarak Sultanahmet’in kalbinde, Ayasofya’ya yaklaşık iki dakika yürüme mesafesindedir. İçi 9 metre yüksekliğinde 336 adet büyüleyici sütunları ile 565 yılından beri ayakta kalmaktadır.
Osmanlıların fethinden sonra sarnıç bir süreliğine Topkapı Sarayı’nın bahçelerini sulamak için kullanıldıysa da bir süre sonra işlevini tamamen kaybetmiş ve unutulmaya yüz tutmuştur.
Sütunların Gizemi
Gezdiğinizde göreceksiniz ki bu sütunların bazıları diğerlerinden ayrı ve farklı tasarıma sahiptir. Örneğin, sarkan dal ve göz yaşı damlalarını andıran şekillere ait sütun diğerlerinden farklı olarak ıslak bir yapıdadır. Bu yüzden adını “Ağlayan Sütun” koymuşlardır. Bu sütunun bazilikanın yapımında hayatını kaybeden işçilerin anısına yapıldığına dair bir rivayet mevcuttur.
Medusa Başı Sütunları Efsanesi
Bir diğer Yerebatan Sarnıcı efsanesi ise ters başlı Medusa sütunları. Sarnıcın içinde toplamda üç tane bulunan yılan başlı Medusa sütunlarının nereden geldiği ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır fakat bazı rivayetler mevcuttur. Bir efsaneye göre yılan başlı Medusa kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Dönemin yaygın inancına göre ise büyük yapılar ve özel yerleri korumak için Gorgon heykelleri kullanılırdı. Bu sebepten dolayı Medusa başı da Yerebatan Sarnıcı’na getirildi.
Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücretleri
Ziyaret ettiğiniz saate göre giriş ücretlerinin değişkenlik gösterdiği Yerebatan Sarnıcı, sabah 9 ve akşam 21 saatleri arası gezilebilir. MüzeKart'ın geçmediği Yerebatan Sarnıcı'nın güncel ücretlerini web sitesinden kontrol edebilirsiniz. Eğer kalabalık bir grup halinde gidecekseniz önceden arayıp rezervasyon yaptırmanızda fayda var.
Yerebatan Sarnıcı’na Nasıl Gidilir
Yerebatan Sarnıcı’na en kolay Kabataş-Bağcılar tramvay hattından Sultanahmet durağında ulaşabilirsiniz. Tramvay durağından 3 dakikalık bir yürüme mesafesindedir. Anadolu yakasından gelenler içinse en kolay yol Kadıköy’de vapur aracılığı ile Eminönü, Kabataş ya da Karaköy’de inmeniz olacaktır. Daha sonra Kabataş-Zeytinburnu Kabataş-Bağcılar tramvayı ile Sultanahmet’te inip 3 dakika yürümeniz olacaktır.
Şerefiye Sarnıcı
Buralara kadar gelmişken, Sultanahmet Meydanı’nın hemen arkasında kalan ve Yerebatan Sarnıcı’na yalnızca yedi sekiz dakikalık yürüme mesafesinde olan Şerefiye Sarnıcı’nı da mutlaka görmenizi tavsiye ederiz. Burası, 1600 yıllık geçmişiyle İstanbul’un en eski su yapılarından bir tanesi. Bizans İmparatoru 2. Theodosius döneminde yapılan Şerefiye Sarnıcı, 2010 yılında geçirdiği restorasyonun ardından ziyarete açıldı. Zamanında Bozdoğan Kemeri’nden su depolayabilme amacı ile yapımına başlanan sarnıcın tamamlanması 15 sene sürmüştür.
Yaklaşık olarak 45 m x 25 m alan ebatlarına sahip olan bu sarnıç, 9 m yüksekliğe ulaşan tam 32 tane mermer sütun içeriden desteklenmiştir ve oldukça mistik bir havaya sahiptir.
Dünyada Bir İlk: 360° Projection Mapping
Mekan algısını üç boyutlu olarak tecrübe etmek, hiç kuşkusuz bir yapıyı tanımanın en güzel yollarından biri. Şerefiye Sarnıcı, 360° Projection Mapping sisteminin entegre edildiği en eski yapı olmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkemizde de bu sisteme sahip ilk müze olarak öne çıkıyor. Bizans ve Osmanlı imparatorlukları dönemlerinin sarnıcın duvarlarında hayat bulduğu, şematik su yolu tasvirleriyle kemerlerin ve sarnıçların bağlantılarının izlenebildiği bu üç boyutlu yolculuk, 1600 yıllık tarihi bir mekanla etkileşime gireceğiniz ve mekan algısını üç boyutlu olarak tecrübe edebileceğiniz eşsiz bir deneyim.
Şerefiye Sarnıcı, Türkiye’nin ilk 360° Projection Mapping sistemine sahip müzesi ve dünyada bu sistemin entegre edildiği en eski yapı… 1.600 yıllık tarihi bir mekânla etkileşime girebileceğiniz, mekân algısını üç boyutlu tecrübe edebileceğiniz ve bunu yaparken de hem Şerefiye Sarnıcı’nın hem de İstanbul’un su kültürünün izini sürebileceğiniz bir deneyim sizi bekliyor…