Kültür Seyahat
24 Haziran 2022Güncelleme Tarihi: 26 Haziran 2022
Dünyanın bilinen ilk yerleşim yerlerinden biri olan Efes Antik Kenti İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alır. Tarihi M.Ö. 8000’li yıllara kadar dayanan Efes Antik Kenti, önemli ticaret yollarının üzerinde bulunduğu konumu ile tarih boyunca pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Dünyanın önemli mirasları arasında bulunan antik kent içerisinde görkemli mimariye sahip birçok farklı tarihi yapı yer alıyor. Defalarca yıkılıp yeniden inşa edilen kent içerisindeki tiyatro ve kiliseler UNESCO'nun koruması altında. Kent, 2015 senesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi.
Efes Antik Kenti Tarihi
Tarihi neolitik döneme kadar uzan Efes Antik Kenti, Beylikler, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu ve Helenistik Dönem gibi farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Tarihte 200.000 kişilik nüfusa sahip bölge liman kenti olarak öne çıkmıştır.
Mitolojik olarak birçok efsaneyi içerisinde barındıran Efes Antik Kenti, tarih öncesi dönemleri de kapsayarak 11 bin yıl yerleşim yeri olarak varlığını sürdürüyor. En görkemli tasarımıyla dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı Efes Antik Kenti içerisinde yer alıyor.
Antik Kent Efes, tarihi ile ziyaretçileri heyecanlı bir yolculuğa çıkaran muhteşem hikayeleri içerisinde bulunduruyor.
Efes Kenti Kuruluş Efsanesi
Dönemin Atina Kralı’nın meraklı ve cesur oğlu Androklos, küçük yaşlardan itibaren Ege’nin karşı kıyısını merak eder. Denizleri aşıp kendi şehrini keşfedeceği büyük hayaller kurar. Hayalini gerçekleştirmek için çalışmalara başlamadan önce Apollon tapınağı kahinlerine bu durumu anlatır ve şehri nereye kuracağı konusunda danışır. Kahinler, Androklos’a bir balık ve domuzun ona şehri kuracağı yeri işaret edeceğini söyler. Genç prens önce büyük bir şaşkınlığa kapılarak bu cevabın ne anlama geldiğiniz anlamaz ama bir ordu kurar ve hayal ettiği ülkesindeki toprakları keşfetmek üzere büyük bir gemi ile yola çıkar. Atina Kralı’nın oğlu genç prens Androkslos, günler sonra Küçük Menderes’in denize kavuştuğu körfeze ulaşır. Adamları ile dinlemek ve biten erzakları temin etmek için karaya çıkar. Tuttukları balıkları tavada, ateş üzerinde kızartırken balıklardan biri tavadan sıçrar ve ateş kıvılcımıyla çalılara düşer. Tam o sırada çalılar arasında saklanan bir yaban domuzu kıvılcımların etkisiyle kaçmaya başlar. Androklos, o an kahinlerin söylediklerini hatırlar ve yaban domuzunun peşine düşer. Domuzu tam öldürdüğü yerde kendi şehrini yani Efes’i kurar.
Yedi Uyuyanlar Mağarası
Dini inanışları sebebiyle bir mağaraya sığınan ve burada 300 yıl uyuyakalan 7 gencin hikayesi olan Yedi Uyuyanlar, antik kent Efes’in efsanelerinden biri olarak yer alıyor. Tarih boyunca dilden dile dolaşan bu hikayede söz konusu olan Yedi Uyuyanlar Mağarası, Efes Antik Kenti’ne olan yakın konumu ile dikkat çekiyor.
Öncelikle mağaranın nasıl keşfedildiğine bakalım. Efes Antik Kenti içerisinde 1927 ile 1928 yılları arasında yapılan kazı çalışmalarında Yedi Uyuyanlar Mağarası üzerine bir kilise yapıldığı ve 5. ve 6. yüzyıllara ait mezarlar bulunduğu tespit edilir. Kazı çalışmaları sonucu mağara ve mezar duvarlarında bulunan yazıtların Yedi Uyuyanlar adına olduğu belirtilir.
Yedi Uyuyanlar Mağarası, Efes Antik Kenti’ne yakın konumda olan Panayır Dağı eteklerinde yer alıyor. İslam ve Hristiyan dininde söz edilen Yedi Uyuyanlar veya Yedi Uyurlar hikâyesinde yer alan yedi gencin uyuduğu mağara olarak biliniyor. Pek çok farklı anlatımı olan 7 Uyuyanlar Efsanesi ile ilgili olarak dünya üzerinde 33 mağara bulunduğundan söz edilir. Ancak, Hristiyanlar, Efes Antik Kenti’nin yakınlarında yer alan bu mağarayı benimser ve Yedi Uyuyanlar’ın orada yer aldığına inanır.
Yedi Uyuyanlar Efsanesi
Yedi Uyurlar Efsanesi farklı kaynaklarda farklı ayrıntılarıyla anlatılıyor. Efsaneye göre dönemin Roma İmparatoru Decius, Hristiyanlığın yayılışını durdurmak ister. Hristiyanların yeniden puta tapmalarını sağlamak amacında olan Decius’un döneminde yaşayan 7 Hristiyan genç putperestliğe ve Roma İmparatoru'nun tanrılaştırdığı tapınağa kurban sunmaya reddeder. Ölüm tehditleri alan bu 7 genç şehirden kaçarak yol üzerinde bir mağaraya sığınır ve bir süre sonra 200 yıl sürecek derin bir uykuya dalarlar.
Tam iki yüz yıl sonra gençlerden biri uyanır ve her şeyden habersiz bir halde yiyecek almak için kente gider. Bir fırından ekmek almak isteyen genç eski parayı verince Roma İmparatoru Decius’un (249-251) değil, II. Theodosius’un zamanında (408-450) olduklarını ve uykularının zannettiği gibi 1 gece sürmediğini anlar. O dönemde Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu’nun her yerine yayılmıştır. Mağaraya geri dönüp öğrendiklerini arkadaşlarına anlatır ve 7 genç bir daha uyanmayacak şekilde tekrar uyumaya karar verirler.
Yedi gencin ölümünden sonra gömüldükleri mağaranın üzerine bir kilise inşa edildiği söylenir. Ortaçağ boyunca sürekli ziyaret edilen Yedi Uyuyanlar Mağarası içerisinde yer alan yapılar günümüze kadar korunarak ulaşmıştır. Efes Antik Kent’inde yer alan Meryem Ana Evi ve Efes Antik Kenti’nin yanı başında bulunan Yedi Uyuyanlar Mağarası bugün ücretsiz olarak ziyaretçilere açık durumdadır. Ziyaretçiler, etrafı tellerle çevrili mağarayı tellerin arkasından inceleyebilmektedir.