Kültür Seyahat
21 Kasım 2022Türkiye'nin en batı noktasında yer alan Çanakkale ülkenin en önemli kültür ve turizm merkezlerinden biridir. Şehir Marmara ve Ege bölgelerinin kesişim noktasında bulunmakta ve Çanakkale Boğazı sayesinde tarih boyunca önem taşıması ile tanınmaktadır. Türkiye için olduğu kadar dünya için de önemli bir kültürel miras olarak kabul edilir.
M.Ö. 3000 yılından beri tarih sahnesinde adından söz ettiren Çanakkale, geçmişte Dardanel ve Hellespontos isimlerini almıştır. Şehri önemli kılan etmenlerden biri konumu olsa da bahsettiğimiz gibi Çanakkale'nin tarihi temelleri de oldukça güçlüdür. Bölgeyi önemli kılan isimlerin başında da kimi dillere göre Troia kimi dillere göre de Troya olarak anılan antik şehir gelmektedir. Antik kent, Çanakkale'nin Hisarlık ilçesinin sınırları içinde yer almaktadır. Kazdağları’nın eteklerine konumlanan Troya Tarihi Milli Parkı'nda bulunan büyük antik kent, UNESCO Dünya Kültür Mirasları listesinde bulunmaktadır. Çanakkale'ye gidince görülmesi gereken yerlerden ifadesini kullanmak yerine, efsaneler şehri olan "Troya Antik Kenti'ni görmek için Çanakkale'ye mutlaka gitmelisiniz" demek doğru olacaktır.
Troya Antik Kenti'nin Tarihi
Trova Antik Kenti ile ilgili tarihi pek çok bilgi ve efsane yer almaktadır. Bunlara geçmeden önce bu antik kentin bulunmasına değinelim. Dünyanın en ünlü antik kentlerinden biri kabul edilen Troya'yı Alman arkeolog Heinrich Schliemann 1870'li yıllarda bulmuştur. Çanakkale'nin Biga yarımadasında yaptığı çalışmalar sonucunda ortaya çıkan antik kent hem tarihi hem de mitolojik anlamda oldukça ilgi çekici bir geçmişe sahip. Troya bölgesi; Persler, Selevkoslar, Romalılar, Büyük İskender gibi pek çok farklı hükümdar ve uygarlıkların hakimiyeti altına girmiştir. Yerleşim yerine ilk gelen haklardan birinin de Anadolu halkı olduğu söylenilmektedir. Dolayısıyla Troya'nın bugün mozaik bir kültür zenginliğini günümüze taşımasına şaşmamalı... Ancak bunların yanı sıra Troya'yı tüm dünya için ilgi çekici kılan en büyük etmenlerin başında destana konu olan hikayesi de gelmektedir.
Destanlara Konu Olan Troya Savaşı
Geçmişte varlığının gerçek olup olmadığı tartışma konusu olan Troya şehrinin yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda bugün doğru olduğu kabul görüyor. Antik çağın en önemli ozanlarının başında gelen Homeros'u Homeros yapan İlyada ve Odysseia destanlarıdır. Destanlar için anonim olduğu bilgisi ileri sürülse de günümüze Homeros ile bütünleşerek gelmişlerdir. Ünlü eser İlyada' da geçen Troya Savaşı'nın bu bölgede geçtiğine inanılmaktadır. Bu savaşın detayları ile ilgili de çok çeşitli rivayetler dilden dile dolanmaktadır. Antik Yunanlılar tarafından çeşitli hikayelerle anılan şehirde dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığına inanılıyor. Hatta savaşın da bu nedenle başladığı ve on sene kadar sürdüğü söyleniyor. Güzellik yarışmasına katılan Afrodit, Athena ve Hera'nın içinden ödül vaat edilen kişiye Afrodit'e verilir. Bir başka anlatıda düğüne katılan Afrodit, Athena ve Hera'nın masalarına bir elma atılır ve olaylar bu şekilde başlar. Troya Antik Kenti ile özdeşleşen konulardan biri de Troya Atı'nın da içinde yer aldığı savaş olmuştur.
Troya Atı Hikayesi
Filmlere ve kitaplara konu olan Yunan mitolojisinin önemli simgelerinden Troya atı, tarihte yer alan en iyi strateji örneklerinden biridir. Günümüzde bile hala varlığını sürdüren doğu ve batı arasındaki çatışmanın ilk örneği olarak kabul edilen Troya Savaşı Akhalılar ve Troyalılar arasında geçmiştir. Doğu ve batı arasında yaşanan ilk büyük savaş olarak anılmaktadır. Savaşın nedeni ise bir aşk hikayesi olmuştur. Troya şehri kralı Priamos'un oğlu, Sparta Kralı Menelaus’un karısına aşık olur. Kralın oğlu Paris'in aşkına karşılık veren Helen onunla beraber Troya'ya kaçar. Yaşadığı ihanet üzerine öfkeden deliye dönen Kral Menelaus, Troyalılara karşı savaş açar. Akhalılar yani Yunanlıları arkasına alarak başlattığı savaş 10 yıl kadar sürer. Tüm askerler süregelen savaştan yorgun düşerler ve savaşı sonlandıran ise tarihe geçen başarılı stratejisi ile Troya atı hamlesi olacaktır. Akhalılar savaştan çekiliyor gibi görünerek Troya kentinin içine ahşap bir at sokarlar. Bunu alırlarsa onlar için uğurlu olacağına da halkı inandırırlar. Oysa atın içine en donanımlı Yunan askerleri yerleştirilmiştir. Troyalılar batıl inançları ile atı içeri alarak savaşın bittiğine inanır ve rahatlarlar. Tam da bu rahatlamanın ardından atın içinden çıkan askerler şehre en boş bulundukları anda saldırır ve savaşı kazanırlar. Kral Menelaus karısı Helen'i alarak oradan ayrılır...
Troya Müzesi
Tüm bu rivayetlere ev sahipliği yapan antik kenti görmeye gittiğinizde muhakkak uğramanız gereken yerlerden biri de Troya Müzesi olacaktır. Çanakkale geziniz içinde kültür rotanızı muhakkak Troya Antik Kenti'ne çevirmelisiniz. Troya Tarihi Milli Parkı içinde bulunan Truva Antik Kenti'nde arkeolojik kazılarla bugüne taşınan hamamlar, tiyatrolar, kutsal bölge, VİM Sarayı, Güney Kapısı gibi pek çok farklı yaşam alanı yer almaktadır. Görülmesi gereken en önemli yerlerden birinin Troya Atı olmasıyla beraber Troya Müzesi de muhakkak ziyaret edilmeli...2013 ve 2018 yılları arasında restore edilen müze bugün ziyaretçilerine ev sahipliği yapıyor. 2020'de Avrupa Yılın Müzesi ödülüne sahip olan alanda mermer heykeller, altın bilezikler, lahitler, silahlar, seramikler gibi pek çok medeniyetten izler yer alıyor. Yaz döneminde ziyaret saatleri uzatılan müzenin giriş ücreti 100 TL olup, sesli rehber hizmeti de verilmektedir.
Troya Kültür Rotası Hakkında
Troya’dan Assos’a kadar ulaşan rota, bölgenin zengin arkeolojik ve kültürel miraslarını tüm dünyaya tanıtmayı amaçlayan bir kültür ve turizm projesi olarak öne çıkıyor. Bisiklet ve yürüyüş rotalarıyla oluşturulan 120 kilometrelik bu rota, yerel lezzetleri keşfetmek ve tarihi bir maceraya atılmak isteyenleri oldukça heyecanlandırmışa benziyor. Etaplar halinde oluşturulan ve seçilen etaba bağlı olarak 5-7 gün süren Troya Kültür Rotası hakkında daha fazla bilgi almak için https://www.troycultureroute.com/tr adresini ziyaret edebilirsiniz.