Kültür Seyahat
25 Kasım 2021Güncelleme Tarihi: 20 Mayıs 2022
Phaselis Antik Kenti
Antalya’nın en büyük liman kenti olma özelliğini taşıyan Phaselis, MÖ 693 senesinde Rodoslular tarafından kurulmuştur. Stratejik konumunun önemi nedeniyle, “Tanrı korur” anlamına gelen “Phaselis” ismiyle anılmaya başlayan kent, İskender’in zamanında bağımsızlığını ilan etmiş, Bizans döneminde de “piskoposluk merkezi” olarak kullanılmıştır.
Ücretli veya Müzekart ile gezilebilen ören yerinde küçük bir tiyatro, surlar, tapınak ve anır mezar kalıntıları ile oldukça etkileyici anıtsal su kemerleri görülebilir. Roma Hamamlarının ısıtma sistemlerine dair önemli bilgiler veren hamam kalıntıları ise antik kentte rastlayabileceğiniz diğer önemli kalıntılar arasındadır.
Olympos Antik Kenti
Çıralı’ya ve Adrasan’a yakınlığıyla bilinen ve çok uzun yıllardır popüler bir tatil yeri olan Olympos, Antalya’nın Phaselis’ten sonraki ikinci büyük liman kentidir. Kesin kuruluş tarihi ile ilgili elimizde kesin bir bilgi olmasa da, Olympos Antik Kenti’nde yapılan kazılar, bu denizci kentinin geçmişinin Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine kadar uzandığını ortaya koyuyor.
Muhteşem bir sahile ve denize ev sahipliği yapan kente, Roma İmparatoru Marcus Aurelius’a ait bir heykel olduğu sanılan, 10 metrelik yüksek bir kapıdan giriş yapılıyordu. Bugün hala tiyatrosuna, hamamına ve bazilikasına ait kalıntıların izlenebildiği Olympos hala kazıların devam ettiği bir ören yeri. Sazlıklarla kaplı bataklık alanda ise kentin agorası ve bazı anıt mezarlar yer alıyor.
Xanthos Antik Kenti
Tarihe meraklı olanların ismini büyük Truva Savaşı’ndan hatırlayacakları kent, MÖ sekizinci yüzyıla kadar uzanan köklü geçmişiyle, dünya çapında büyük öneme sahiptir. Mimari dokusu ve zenginliğiyle ziyaretçilerini etkileyen Xanthos’ta bulunan önemli eserler ve parçalar bugün Londra’daki British Museum’da sergilenmektedir.
Antik Kenti gezen ziyaretçilerin görebildikleri yapılar arasında Likya dönemine ait kaya mezarları, meclis binası, tiyatro, saray, Roma anıt mezarları yer alıyor. Ancak bunlar arasında en ünlüleri Likya Lahdi ve ölülerin ruhlarını taşıdıklarına inanılan mitolojik karakterler Harpy’lerin kabartmalarıdır.
Aspendos Antik Kenti
Antalya’nın belki de ismi en çok bilinen kentlerinden Aspendos Antik Kenti, büyük Köprüçay’ın üzerindeki bir düzlükte kurulmuştur ve tarihinin en parlak dönemlerini Roma zamanında yaşamıştır. Dünyaca tanınan Aspendos Tiyatrosu’nun önemi, mimari özellikleri ve iyi korunarak günümüze kadar ulaşması bakımından tüm Akdeniz’de tek olmasından ileri gelir. Tiyatrosunun yanı sıra, Aspendos kentinin su yolu sistemleri de, yine oldukça iyi korunmuş antik su yolları olması bakımından son derece önemli kalıntılardır.
Ziyaretçiler ören yerinde Hellenistik döneme ait bir tapınağı, meclis binası ile anıtsal takı, çeşmeyi, agorasını ve bazilikasını görebilirler. Kentin yakınlarındaki Kapria Gölü’nden elde edilen tuz, Aspendos’un gelirini sağladığı en önemli ihraç ürünüydü. Küçük bir kent olmasına karşın öyle zenginleşti ki, Akdeniz’in en geçerli parası bu topraklarda basıldı.
Myra Antik Kenti
Demre ilçesinin merkezindeki geniş bir ovada kurulan Myra Antik Kenti’nde bulunan sikkeler, kentin geçmişinin MÖ beşinci yüzyıla dayandığını ortaya koymaktadır. Köklü ve oldukça eski bir tarihe sahip olan Myra Antik Kenti, en şaşaalı dönemini MS ikinci yüzyılda yaşar. O dönemler önemli bir dini merkez olan kente çok sayıda idari ve dini yapı inşa edilmiştir. Noel Baba ismiyle tanınan Aziz Nikolaos’un, şehrin piskoposuyken ölümünden sonra aziz mertebesine yükseltilmiş ve adına bir kilise yaptırılmıştır. Aziz Nikolaos Kilisesi, antik kentin günümüze kadar ulaşan kalıntıları arasında en ünlülerindendir.
Kayalara oyulmuş olan antik mezarların içerisinde kabartmalı olanlar oldukça ilgi çekicidir. İyi korunmuş tiyatrosu, erken Roma mimarisinin örneklerinin izlenebileceği hamam kalıntıları ve Roma dönemine tarihlenen surlar, bugün ziyaretçiler tarafından görülebilen eserler arasındadır.
Patara Antik Kenti
Fethiye ve Kalkan arasındaki Xanthos Vadisi’nin güneybatı ucunda konumlanmış olan Patara Antik Kenti, Likya’nın en önemli şehirlerinin başında gelir. Demir Çağı’na ait kalıntılar, kentin tarihinin ne denli eskiye dayandığının en büyük göstergesidir. Noel Baba olarak bilinen Aziz Nicholaos buralıdır. Hristiyanlar için büyük bir dini öneme sahip olan Patara’ya oldukça görkemli bir zafer takından giriş yapılır. Likya tipi lahitler, tiyatro, tapınak ve Vespasian Hamamı, kentte izlenebilecek en önemli eserlerdendir. Türkiye, bu önemli özelliklerinden dolayı 2021 senesini “Patara Yılı” ilan etmiştir.