Kültür Seyahat
18 Nisan 2023Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2023
Ufak bir tatil kaçamağı yapmaya ne dersiniz? Hem vizesiz gidebileceğiniz hem de muhteşem yapılarıyla ayaklarınızı yerden kesecek bir yer arayışındaysanız doğru yerdesiniz. Bu yazımızda sizlere vizesiz keşfedebileceğiniz Filipinler’de mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerleri derledik. O halde gelin, gezintiye başlayalım…
Boracay Adası
Vizesiz keşif denildiği zaman ilk akla gelen yer hiç kuşkusuz ki Filipinler oluyor. Bu noktada mutlaka görmeniz gereken ilk durak tabii ki Boracay Adası oluyor. Hatta burası adına dünyanın en iyi plajları listesi yapmayı düşünürseniz Boracay Adası’na ait birbirinden güzel yerleri eminim ki ilk sıraya koyarsınız. Bu bağlamda Hindistan cevizi ağaçlarının altında, bembeyaz ve huzur dolu kumsallarda tatilinizin tadını çıkartabileceğiniz bu muhteşem ada, neredeyse tüm dünyadan turistleri kendine çekiyor diyebiliriz.
Tropikal bir cennet olarak da ayrıyeten nam salan Boracay Adası; birbirinden renkli tekne turları, eğlenceli su sporları, uygun alışveriş noktaları ve restoranlarıyla birlikte canınız bir an olsun sıkılmadan vakit geçirebileceğiniz dünyanın en güzel adalarındandır. Dolayısıyla bütün bunlara istinaden Filipinler’de fırsatınız olursa bu aday uğramadan kesinlikle dönmemelisiniz.
Manila Katedrali
Filipinler denildiği zaman akla gelen bir diğer yerlerden birisi de Manila Katedrali oluyor. Bu noktada Katedral hakkında söylenecek çok şey var! Fakat görmeniz kendinize yaptığınız en keyifli aktivite olacaktır. Bu bağlamda eşsiz mimarisiyle Manila Katedrali en çok beğenilen kiliselerden biri olarak nam salıyor. Ayrıyeten Hristiyanlığın yayılması birlikte şehirde batı mimarisiyle inşa edilmiş olan yapılar arasında yapılar arasında güncel konumunu koruyor. Bu eşsiz katedrali görmeden giderseniz çok şey kaybedersiniz…
Manila Ocean Park
Sıradaki durağımız Filipinler’de oldukça popüler olan Manila Ocean Park oluyor. Filipinler’de konumlanmış olan Manila Ocean Park’a ufal bir gezintiye çıkmak isterseniz denizlerin altında gizli ve köşede kalan canlıların hayatlarını oldukça yakından keşfetme fırsatını edinebilirsiniz. Öte yandan canlı renkleri ve benzerlerinden fazlasıyla farklı görünümleriyle dikkat çeken balıklardan tutun tehlikeli ve soğukkanlı köpek balıklarına kadar her türlü deniz canlıları bir arada ziyaret edebilirsiniz.
Oldukça güvenli olan ortamıyla çocuklarınızla beraber gönül rahatlığıyla eğlenebileceğiniz Manila Ocean Park’a her yaş grubundan ziyaretçi ağırlanabiliyor. Aynı zamanda bu eşsiz parkı ziyaret etmek istiyorsanız 2-3 saatlik vaktinizi ayırmanız, tüm parkı gezmeniz adına uygun ve yeterli olacaktır.
Enchanted Kingdom
Şimdi bahsedeceğimiz durak ayaklarınızı yerden kesebilir. Filipinler’e yolunuz düştüğü zaman sihirli bir dünyaya adım atmayı hayal edebilir misiniz? 1995 yılında Mario ve Cynthia Mamon tarafından büyük bir titizlikle kurulmuş olan Enchanted Kingdom, eğlencenin ve keyfin tadına varabileceğiniz dolu dolu bir tema park! Öte yandan A’dan Z’ye İstediğiniz tüm konseptleri bulabileceğiniz park içerisinde; eğlence dolu dönme dolaplar, birbirinden çılgın gondollar, roller coasterlar, korku tünelleri ve daha birçok oyuncak gibi heyecan verici oyuncaklar da yer alıyor. Bu muhteşem yere uğramadan gitmemelisiniz..
Fort Santiago
Bahsedeceğimiz bir diğer durak Fort Santiago oluyor. Manila’da konumlanmış olan Fort Santiago, şehrin en önemli tarihi ve turistik noktalarından birisidir desek yalan olmaz. II. Dünya Savaşı esnasında kullanılan ve şehir savunmasında önemli bir rol oynayan bu kale, günümüze kadar gelmeyi başarıyla tamamlamış önemli yapılardan bir tanesidir. Şehrin simgeleri arasında yer alanFort Santiago’yu 08.00-21.00 saatleri arasında ziyaret edebilmeniz de mümkün. Öte yandan bu muhteşem yeri görmeden gitmek istemeyeceksiniz…
Burnham Park
Filipinler’in önemli bir şehir simgesi haline gelen Burnham Parkı, Filipinli halkın dinlenmek ve aileleriyle birlikte güzel vakit geçirmek için tercih ettiği huzur dolu yerlerden bir tanesidir. Bütün bunların yanı sıra Amerikan mimar Daniel Burnham tarafından özel olarak tasarlanmış olan bu park içerisinde piknik yapabilmeniz de mümkün. Ayrıyeten bisiklet sürebilir ya da kısa yürüyüşlere de çıkabilirsiniz.
Öte yandan bu gölde seyahat etmek isterseniz yapmanız gereken tek şey göl kenarında bulunan gondollardan birini kendiniz için kiralamak olacak. Dileyen herkesin rahatlıkla kullanabileceği gondollar sayesinde kolaylıkla gölde açılıp keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Burnham Parkı’nı dilediğiniz zaman her gün ve her saate ziyaret edebilmeniz mümkün.
Della Santo Nino Cebu Bazilikası
Bahsedeceğimiz bir diğer durak adeta tarihin tozlu raflarından çıkmış gibi karşınıza gelecek. 1565 yılında Miguel Lopez de Legazpi tarafından büyük bir özenle inşa edilmiş olan Della Santo Nino Cebu Bazilikası Filipinler’in en eski Roma Katolik Kilisesi olma özelliğini taşıyor. Bütün bunlara istinaden zaman içerisinde meydana gelen depremlerden dolayı hasar görmüş olan kilise iki kez de tekrardan inşa edilmiş. Bu bağlamda bu muhteşem tarihi kiliseyi ziyaret etmenizi öneririz.
Cebu Taocu Tapınağı
Buram buram tarih kokan bir diğer durakla geldik. Cebu Taoucu Tapınağı! 1972 yılında Cebu’da inşa edilen Taocu Tapınağı, şehrin en popüler yerlerinden bir tanesi. Aynı zamanda Seddi’ne benzer mimarisiyle fazlasıyla dikkat çeken ve beğenilen bu yapı, şehirdeki Taoizm inancından olmayanlara da açık bir şekildedir. Öte yandan dini törenlerin gerçekleştiği bu merkez, denizden ortalama olarak 300 metre yükseklikte muhteşem bir manzaraya karşı faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla bu eşsiz yere bizzat kendiniz gitmek isteyeceksiniz.
Mines View Park
Bahsedeceğimiz son durak oldukça popüler olan parklardan bir tanesi. Filipinler’i ayaklarınızın altında hissetmek ister misiniz? O zaman Mines View Park tam da size göre. Gidenlerin tekrar gitmek istediği doğa harikası bu yer, fotoğraf çekilmek, yürüyüş yapmak ve hava almak için adeta biçilmiş biçilmiş bir kaftan!