Vizesiz Keşif: Belgrad

Sırbistan’ın başkenti Belgrad; anıtsal mimarisi, elle tutulur tarihi ve bitmeyen gece hayatıyla görülmeye değer bir şehir. Tuna ve Sava nehrinin buluşma noktası olan bu şirin şehir, günümüzün en etkileyici Avrupa başkentlerinden biri. Buraya ayak bastığınızda ilk olarak nehir kıyısında bir yürüyüşe çıkabilir, ardından restorana dönüştürülmüş teknelerde bir yemek molası verebilir ve şehrin turistik mekânlarının tadını çıkarabilirsiniz. Belgrad ayrıca uluslararası pek çok festivale de ev sahipliği yapıyor; burada yılda yüzden fazla festival düzenleniyor. Hâliyle buraya yolunuz düştüğünde bu festivallerden birine denk geleceğinize eminiz. Sizi her anlamda dolu dolu bir gezi bekliyor.

Peki, Belgrad’a gitmek için ne gerekiyor? Seyahat amacıyla Sırbistan’a gitmek için güncel, en az altı ay geçerliliği olan bir pasaportunuz olması yeterli. Yani Belgrad vize almanıza gerek olmaksızın keşfe hazır. Gerek gezilecek yerleri, gerek vizeden muaf olması ile Belgrad, şüphesiz ki Balkan seyahati listenizin ilk sıralarında yer alması gereken bir şehir. Dilerseniz şimdi bu şehrin en gözde yerlerine beraber bir bakalım.

Belgrad Kalesi

Belgrad’ın en çekici yeri diye adlandırabileceğimiz Belgrad Kalesi, adeta şehri eşsiz kılan her şeyin bütün hali. Esasen devasa bir park olan bu kale, şehrin en romantik noktası olan Tuna ve Sava nehrinin kesiştiği noktaya bakıyor. Kalenin kayda değer bir tarihi de var elbette. Tuna ve Sava nehrinin birleştiği yer bir tür koruma görevi gördüğünden burası Neolitik zamanlardan beri insanlarca mesken tutulmuş. Fakat sonra bu bölge Keltler, Romalılar, Hunlar ve Gotlar tarafından ele geçirilmiş ve 15. yüzyılda bir Sırp lider buradaki surları güçlendiren ilk kişi olmuş; kendisi buraya oldukça sağlam, bölgenin büyük bir kısmını kaplayan bir kale inşa etmiş. Belgrad Kalesi, surların yanı sıra bir kilise, bir Askerî Müze, bir dizi galeri ve oldukça rağbet gören pek çok parka ev sahipliği yapıyor. Burayı görmeden Belgrad’dan dönmeyin deriz.

Skadarska (Skadarlija) Caddesi

Skadarska Caddesi Belgrad’ın en eski mahallesi ve aynı zamanda en ünlü caddesi. Cadde bohem bir atmosfere sahip. Eski binalarla dolu olan cadde, Paris’deki Montmartre yerleşiminin Belgrad’daki versiyonu olarak kabul ediliyor. Arnavut kaldırım taşları üzerinde yerlerini almış restoranlar, barlar ve kafeler caddeyi süslüyor. 19. Yüzyılda “Çingene Mahallesi” olarak bilinen bu yer bir zamanlar şairlerin ve akademisyenlerin bir araya geldikleri ve çocuklar için oynanan sokak tiyatrolarının sirk performansı sergiledikleri bir mekânmış. Son zamanlarda özellikle turizm anlamında gelişme kaydeden bu cadde pek çok ünlü dahil bir sürü insanı ağırlıyor; hâliyle şehrin en iyi restoranlarının da bu caddede bulunduğunu aklımızda tutalım.

Aziz Sava Katedrali

133 metre kubbesi ile Aziz Sava Katedrali, Belgrad şehrinin silüetinde doğrudan beliriyor. Günümüzde kullanılan en büyük Ortodoks Kilisesi olan bu katedral, Sırp Ortodoks Kilisesi’ni kuran Aziz Sava’ya adanmış. Katedral de Aziz Sava’nın gömülü olduğu düşünülen Viacar Yaylası’nda yer alıyor. Günümüzde katedralin iç kısmı hâlâ yapım aşamasında. Bu anıtsal ibadethanenin henüz bitmemiş hâli buraya ayrı bir gizem katıyor olsa gerek ki, burası Belgrad’ın en popüler cazibe merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor.

Knez Mihailova Caddesi

Bu cadde belki de neredeyse her şehrin sahip olduğu o tarihî binalarla kaplı olan ve insanların alışveriş yaptığı büyüleyici caddelerden biri. Başkentin bir tür sosyal buluşma noktası olan cadde adını Sırbistan Prensi III. Mihailo’dan alıyor ve caddenin tarihi Osmanlı günlerine kadar uzanıyor. Burada iş adamlarından gelişigüzel gezen gençlere kadar Belgrad toplumunun her kesimine rastlamanız mümkün; cadde, 1870’lerin sonlarından günümüze kadar kalan eski binaları inceleyip alışveriş yaptıktan sonra biraz dinlenme mola vermek ve etraftaki insanları gözlemlemek için harika bir yer. Özellikle alışveriş tutkunu biriyseniz yolunuz mutlaka buraya düşecektir.

Nikola Tesla Müzesi

Nikola Tesla’nın elektriğe enerji vermesini sağlayan icatları sayesinde yıllar sonra yapımı gerçekleştirilen bir elektrikli arabaya onun adı verildi. Mucidin adının ve hayatının onurlandırıldığı tek konu bu değil elbette; Belgrad’ın merkezinde tamamen Tesla’nın çalışmalarına adanmış bir müze bulunuyor. Vracar’da yer alan Nikola Tesla Müzesi, Tesla’nın tüm dünyayı hayrete düşüren çalışmalarına dair binlerce belge, kitap, fotoğraf ve çizimlerini bizlere sunuyor. Tesla’nın kişisel hayatına dair de pek çok şeyin sergilendiği bu müze, yine Belgrad’a gelmişken mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.

Ada Ciganlija

Ada Ciganlija ya da bir diğer adıyla Çingene Adası, Belgrad’ın merkezinden geçen Sava Nehri’ne bakıyor. Güzel plajları ve spor tesisleri ile bu yarımada, yaz aylarında günde yüz binden fazla ziyaretçiyi ağırlayan muazzam bir sahil. “Belgrad Denizi” olarak da adlandırılan ada vahşi görünümlü sık ormanlarla dolu; hâliyle burada geyik, tavşan ve tilki gibi hayvanları görürseniz şaşırmayın. Sıcaklıklar adada 40 dereceyi bulabilir ancak endişelenmeyin, etrafta serinlemek ve tatilinizi daha kolay bir hale getirmek için fazlaca bar mevcut.

Sizlere dolu dolu, keyifli ve bol keşifli bir tatil dileriz!