Kültür Seyahat
27 Mayıs 2022Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2022
Rotasını İstanbul’un nostaljik ve sempatik bir semtine doğru çevirmek isteyenler için harika bir seçim Kuzguncuk. Burası, Boğaziçi Anadolu kıyısında yer alan etrafını koca çınarların ve ahşap yalıların süslediği enfes bir boğaz semti. İstanbulluların çok sevdiği bu keyifli semt, adeta insanı Üsküdar’ın nostaljik anlarına götürecek güzellikte.
İstanbul’a yolu düşenler için kesinlikle uğranması ve gezilmesi gereken yerlerden biri olan Kuzguncuk hakkında ise birbirinden keyifli bilgiler bulunuyor. Üsküdar’ın ilçesine bağlı olan bu nostaljik semtin eski adı “altın kiremit” anlamına gelen Hrisokeramos. Bu isimler geçmişten gelen bazı rivayetlere göre çeşitlenebiliyor tabi. Mesela; bir rivayete göre semtin eski adı Kosinitza ve bu isim zamanla Kuzguncuk olarak günümüze gelmiş. Öte yandan, Evliya Çelebi’ye göre semtin adı zamanında buraya yerleşmiş olan Kuzgun Baba adlı bir veliden geliyormuş. Günümüzde ise Kuzguncuk olarak bilinen bu semt ile ilgili isminden öte de söylenecek çok şey var tabi. Merak edenler için gelin Kuzguncuk semtini biraz daha yakından tanıyalım.
Nostaljik bir gezintiye çıkaran İstanbul Semti Kuzguncuk: Gezilecek ve görülecek çok şey var
İstanbul’un Anadolu Yakası’nda bulunan bu sakin ve huzurlu semt Kuzguncuk, sahip olduğu kültürü, doğası ve nostaljik sokakları ile görülmeye değer. Buraya yolunuz düşerse eğer ilk görmeniz gereken yerlerinden biri kesinlikle buranın en işlek caddesi olan İcadiye Caddesi. Bu caddede yürürken, caddenin her iki tarafını kaplayan uzun ve ihtişamlı çınar ağaçları ile karşılaşacaksınız. Bu çınarlar Kuzguncuk semtinin simgesi olarak biliniyor. Adeta semtin kalbinin attığı İcadiye Caddesi ayrıca; modern ve eski ahşap yapılar, sinagog, kilise, meyve ve sebze ekim alanları ve daha birçok özgün yapı ve yere ev sahipliği yapıyor. Kısacası, Kuzguncuk ruhunu ve atmosferini yakından hissedebilmeniz için bu caddeyi görmeden dönmemelisiniz.
Bu semti bir diğer güzel yapan şey ise sahilde uzun uzun yürüyüşler yaparak boğazın enfes manzarasına karşı bir seyir yapmak. Burası ayrıca birbirinden farklı dinlerden insanlarla dolu bir semt olarak adeta kültürel bir şölen tadında anlar sunuyor. Bu da semtin birçok noktasında birbirinden farklı tarihi ve dini yapı ile karşılaşabileceğiniz anlamına geliyor. Bunların en güzel örneklerinden bazıları ise Kuzguncuk iskelesinin karşısında yer alan Surp Kirkor Lusaroviç Kilisesi, Yeni Camii ve İcadiye Caddesi’ndeki Beth Ya’akov Sinagogu. Buna ek olarak, Kuzguncuk semtinin biraz kuzeyinde yer alan Nakkaştepe adındaki yeri, yamaçlarında yer alan duvarlar ile çevrili Yahudi Mezarlığı’da semtteki farklı dinlere karşı hoşgörü ortamını anlatan bir örnek. Nakkaştepe’ye yolu düşenler için gezi aralarında vakit geçirmek için birbirinden güzel kafe de bulunuyor.
Tabi Kuzguncuk’u anlat anlat bitmez derler. Burası İstanbul’un en sevilen semtlerinden biri olarak ilgi görmeyi hak ediyor. Kuzguncuk’u güzel yapan şeylerden bir diğeri ise boğaz boyunca uzanan ihtişamlı yalılara ev sahipliği yapıyor olması. Bu yalılardan özellikle en çok bilinenleri; uçuk pembe renkli Pembe Yalı ve 18. yüzyıl sonlarında yapılmış olan Macanlar Yalısı. Nostaljik semtimizde bulunan diğer yalılar ise; Baştımar Yalısı, Arapzadeler Yalısı, Heykeltıraş İhsan Bey Yalısı, Kamil Paşa Yalısı, Fethi Ahmed Paşa Yalısı, Madam Agavni Muratyan Yalısı ve Halil Haşim Bey Yalısı.
Buraya yolu düşenler ve biraz soluklanmak isteyenler için ise; eskiden Can Yücel’in mekanı olarak sayılan Çınar Kafe veya Çınaraltı Kafe olarak adlandırılan kafenin popüler olduğunu söyleyelim. Burada boğaza karşı oturarak kahvenizi veya çayınızı yudumlayıp bu tatlı semtin keyfini çıkarabilirsiniz.
Kuzguncuk Semtini Özel Kılan Anlara Kısa Bir Yolculuk
Kuzguncuk semtinin nostaljik bir önemi olduğundan zaten bahsettik ama daha da fazlasına baktığımızda bu semtin sokaklarında bizlerin de yakından tanıdığı geçmişten izler var. Zamanının en sevilen dizilerinden ikisi olan Ekmek Teknesi ve Perihan Abla dizilerinin pek çok sahnesi bu semtte çekilmişti. Bu iki birbirinden popüler diziyi izleyenler için adeta nostaljik bir gezintiye çıkmak gibi olacaktır Kuzguncuk’u ziyaret etmek.
Bu semte yolu düşenler için ünü eskilere dayanan Kuzguncuk’a özel bir yiyecekten bahsetmeden olmaz. Tabiki Kuzguncuk’a ait bir sürü özel tarif var ama bunlardan en popüler olanı şüphesiz Tarihi Kuzguncuk Fırını’nda yapılan meşhur Kuzguncuk Mantarı adı verilen bir kurabiye çeşidi. Sadece fındık ve badem unundan yapılan bu koca kurabiyeler semtin ziyaretçileri tarafından en çok ilgi gören lezzetlerden.
Peki, bu kadar mı? Elbette, hayır. Ünlü yemek yazarı ve youtuber Refika Birgül’ü tanımayanınız yoktur. Refika’nın Mutfağı ise Kuzguncuk postane sokağındaki 1923 tarihli Simotas binasında bulunuyor. O sokaktan harika kokular ve cıvıl cıvıl sesler geldiğine eminiz.
Kuzguncuk’a gitmeyi planlayanlar ve bir daha görmek isteyenler için: Nasıl Gidilir?
İstanbul’un farklı yerlerinden ulaşımın mümkün olduğu Kuzguncuk semtini merak ediyorsanız veya gezmeye doyamayıp tekrar gitmeyi düşünüyorsanız işte sizin için birkaç yol tarifi. İstanbul’un Avrupa Yakası’ndan ulaşımını gerçekleştirmek isteyenler için Beşiktaş İskelesi’nden kalkan Üsküdar motorları ile Üsküdar’a geçtikten sonra ister yürüyerek isterseniz de Mihriman Sultan Camii’nin önünden kalkan Beykoz yönündeki otobüslere binerek Kuzguncuk’a ulaşabilirsiniz. Eğer Anadolu Yakası’ndan geçiş yapmak istiyorsanız ise yine Mihriman Sultan Camii’nin önünden kalkan otobüs veya minibüsleri tercih edebilirsiniz ya da yürüyerek nostaljik semt Kuzguncuk’a gidebilirsiniz