Kültür Seyahat
27 Haziran 2023Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde, Çanakkale iline bağlı olarak yer alan Troia Antik Kenti ve Assos, tarih ve arkeoloji meraklıları için vazgeçilmez duraklardan biridir. Hem tarihi önemleri hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine benzersiz deneyimler sunan bu iki antik kent, geçmişin izlerini bugüne taşıyan önemli noktalardır.
Efsanevi Geçmişin İzinde: Troia
Çanakkale'de bulunan Troia veya Truva-Troya Antik Kenti, kökeni Homeros'un ünlü destanlarından biri olan "İlyada"ya dayanan efsanevi bir yerleşim yeridir. Bu köklü tarihe sahip site, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Troia Antik Kenti hala devam eden kazı çalışmalarıyla gizemlerini gün yüzüne çıkarmaya devam etmektedir. Bu antik kent, ilk insan yerleşiminin M.Ö. 5. binyıla kadar uzandığı bir geçmişe sahiptir ve tarih boyunca 9 kez yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Truva Arkeolojik Alanı, 4000 yıllık tarihiyle dünya çapında ün kazanmış önemli bir arkeolojik bölgedir. İlk kazı çalışmaları, ünlü arkeolog Heinrich Schliemann tarafından 1870 yılında gerçekleştirilmiştir.
Bilimsel olarak, Truva'nın kapsamlı kalıntıları, Anadolu medeniyetleri ile Akdeniz dünyası arasındaki temel etkileşimin en önemli göstergelerinden biridir. Ayrıca, M.Ö. 13. veya 12. yüzyılda Yunanistan'dan gelen Spartalı ve Achaean savaşçılarının Truva'ya saldırması, Homeros'un "İlyada" destanında anlattığı olaylarla ölümsüzleşmiştir ve bu olaylar dünya genelinde büyük sanatçıları ilham vermiştir. Truva Arkeolojik Alanı, 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir ve büyük kalıntıları, Anadolu medeniyetleriyle etkileşim halinde olan Akdeniz dünyasının gelişimine dair en önemli ve güçlü kanıtlardır.
Bir asırdan daha uzun bir süredir devam eden kazılar, Eski Dünya'nın bu önemli dönemini ve kültürel ilerlemesini anlamak için temel bir kronoloji oluşturmuştur. Ayrıca, M.Ö. 13. yüzyılda Yunanistan'dan gelen Mikenli savaşçıların Truva'yı kuşatması ve Homeros'un "İlyada" destanında anlattığı olaylar, o günden bugüne dünya çapındaki sanatçılara ilham kaynağı olmuştur.
Troia, Türkiye'nin Ege kıyısı boyunca uzanan arazinin Hisarlık tepesinde, Çanakkale Boğazı'nın güney girişine 4,8 km mesafede yer almaktadır. Ünlü kazıbilimci Heinrich Schliemann, 1870 yılında bölgede başlıca kazıları gerçekleştirmiş ve halkın katılımıyla yapılan bu kazılar, yakın arkeolojinin ve kamuoyunun ilgisinin başladığı önemli bir nokta olarak kabul edilir.
Troia ve Troas bölgesinde yapılan araştırmalar ve kazılar, bölgenin 8.000 yıldır sürekli olarak yerleşim gördüğünü ortaya koymaktadır. Troya, yüzyıllar boyunca göçler, istilalar, ticaret ve dolayısıyla kültürel etkileşimler yoluyla Troas bölgesi ile Balkanlar, Anadolu, Ege ve Karadeniz bölgeleri arasında bir kültür köprüsü görevi görmüştür. 140 yılı aşkın bir süreyi kapsayan 24 kazı çalışması, kale ve dolayısıyla aşağı şehrin farklı yerleşim dönemlerine ait birçok özelliği ortaya çıkarmıştır.
Bu alanlar, savunma amaçlı duvarların 23 bölümünü, on bir adet kapıyı, taş döşeli bir rampayı ve beş savunma kulesinin alt kısımlarını içermektedir. Son 15 yılda, höyüğün güneyinde tarih öncesi dönemlere ait izler taşıyan ve Geç Tunç Çağı'nda yaklaşık 30 hektarlık bir alana yayılan bir Aşağı Şehir'in varlığı ortaya çıkmıştır.
Ayrıca, yakın zamanda keşfedilen kutsal alan da dahil olmak üzere birçok anıt, Truva'nın bulunduğu yerde yer alan Yunan ve Roma şehri İlion'un bir parçasıdır. Roma dönemi kent düzenlemesi, merkezi pazar yeri olan agora, konser salonu olan Odeon ve yakındaki meclis binası olan bouleuterion'un girişindeki iki büyük kamu binası ile yansıtılmaktadır.
Çevredeki manzara, tarih öncesi yerleşim alanları ve mezarlıklar, Helenistik döneme ait höyükler, görkemli tümülüsler, Yunan ve Roma yerleşimleri, Roma ve Osmanlı köprüleri ve Çanakkale Savaşı'na ait çeşitli anıtlar gibi birçok önemli arkeolojik ve tarihi alanı içermektedir.
Assos: Ege’nin Saklı Hazinesi
Assos, Çanakkale ilinde yer alan antik bir bölgedir. M.Ö. 6. yüzyılda kurulan Assos, özellikle lahitleriyle ünlüdür. Anadolu'daki tek Dor tarzı yapı olan Assos, muhteşem bir tepenin üzerine kurulmuştur ve Aristoteles'in uzun süre yaşadığı bir antik şehirdir. Arkeolojik buluntular, ören yerindeki müze ve Türkiye'nin en popüler müzelerinden biri olan Çanakkale Müzesi'nde sergilenmektedir.
Assos ilçesi, doğal çevreyle etkileşen kullanımı ve mimari yerleşimiyle özel bir konuma sahiptir. Kentin en önemli noktasında yer alan dik kaya duvarlı akropol, dikkat çeken bir "dönüm noktasıdır". Akropolün yanında, şehre okyanustan yaklaşırken kolayca görülebilen Athena Tapınağı bulunmaktadır. Athena Tapınağı akropol kayalıklarına inşa edilmiştir. Athena Tapınağı, akropolün en yüksek noktasında yükselerek izole edilmiş bir konumda bulunur ve antik çağda olduğu gibi günümüzde de nefes kesen panoramik manzaralara hâkimdir. Tapınağın dekoratif mimari kalıntıları günümüzde Paris, Boston ve İstanbul ile Çanakkale'deki müzelerin koleksiyonlarında korunmaktadır.
Assos, M.Ö. 1. binyılda yakındaki Midilli adasından gelen insanlar tarafından kurulmuştur. Assos'un büyük bir refah dönemi, M.Ö. 4. yüzyılda Platon'un öğrencisi Hermeias'ın şehri yönetmesi ve aynı zamanda Troas yarımadasının geri kalanının etkisiyle yaşanmıştır. Aristoteles, M.Ö. 348'de Assos'a gelerek burada üç yıl boyunca öğretmenlik yaptığı bir felsefe okulu kurmuştur.
Aristoteles'in öğrencisi olan İskender, M.Ö. 334'te Persleri yenilgiye uğratmış ve ardılı olarak Assos'ta sözde egemenlik kurmuş, cömertlikleriyle alkışlanan bir lider olmuştur. M.Ö. 241-133 yılları arasında Bergama Krallığı, Assos üzerinde hüküm sürmüş ve sonrasında kesin olarak Roma İmparatorluğu'na dâhil olmuştur. MS 55'te üçüncü misyonerlik yolculuğunda Kudüs'e dönen Aziz Paul, Alexandria Troas'tan yalnız yürüyerek Assos'a gelmiş ve burada meslektaşlarına tekrar katılarak Midilli'ye doğru yelken açmıştır.