Kültür Seyahat
29 Nisan 2023Bugün yazları güneşin altında kavrulacağınız, güneyimizin gizli hazinesi Adana’nın hem yiyip hem gezeceğiniz yerlerini anlatmak için buradayız. Adana'nın mutfağı, baharatların dans ettiği, etin hüküm sürdüğü bir şölen misali bir diyardır. Burası bir yandan da tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle kendine hayran bırakan bir şehir. Antik kentler, köprüler, göller, kebaplar ve tatlıların bir arada olduğu yazımıza sizi çok bekletmeden geçelim. İyi okumalar dileriz.
Adana’nın En Ünlü Sembolü: Taşköprü
Adana Taşköprü’sü, şehrin ruhunu yansıtan ve tarihin derinliklerinde saklı bir hazine gibi parlayan eşsiz bir köprü. Şehrin simgesi haline gelmiş olan Taşköprü, Seyhan ve Yüreğir yakalarını birleştirmekte. Tarihi ise neredeyse günümüzden 19 asır önceye dayanıyor. Köprü 2. yüzyılda “Küçük Yunan” lakaplı Roma İmparatoru Hadrian tarafından inşa edildi. Günümüzde de köprü, Adana'nın en popüler ve turistik yerlerinden biri konumunda. Meraklı ziyaretçilerini ise tarihi bir yolculuğa çıkarmakta oldukça ısrarlı. Kesme taşlarının arasındaki Bizans döneminden kalma sıvalara ve moloz taşlara basarken bile ufak çaplı bir tarihi yolculuk geçirmemek mümkün değil. Eminiz ki her Adanalının burada en az bir anısı olsa gerek.
Efsanevi Bir Anıt: Büyük Saat
Tarihin tanıkları olan saat kuleleri, bulundukları şehirlerin bir numaralı simgeleri halini alıyor haliyle. Gerek İzmir, Bilecik, Çorum, Çanakkale, Kastamonu ve fazlasında olduğu gibi. Adana gibi eski ve kadim uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir şehirde de bunu görmek mümkün. Şehrin kalbindeki bu muhteşem yapı, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. Türk-İslam mimarisi ve sanatının güzel örneklerinden olan bu yapının uzunluğu 30 metreye varıyor. Burası tarih, mimari ve sanatseverlerin bu şehirdeki vazgeçilmez duraklarının başından geliyor. Kulenin etrafında yörenin geçmişini, kültürünü ve sanatını anlatan izler restore edilip bölgeye önemli bir cazibe merkezi olarak tekrar yerini almıştır. Hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar, restoranlar ve kafelerin tam size göre olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu ortamda rahat bir biçimde dinlenebilir ve çevreyi keşfedebilirsiniz.
Şehrin Modern Mimari İncisi: Sabancı Merkez Camii
Göğü delip geçen 6 minaresiyle eşsiz modern bir yapı. Balkanların ve Orta Doğu’nun en büyük camilerinden olan Sabancı Merkez Camii büyüleyici mimarisi ve muazzam boyutları ile adeta gökyüzünden bir armağan gibi yeryüzüne inmiş gibi duruyor. Çeyrek asırlık ömrüyle Adana’ya ışık saçan cami, 3 yılda, 52 bin metrekarelik bir alan üzerine yapılmıştır. Türkiye’nin en büyük kubbesi burada. Tam tamına 51 metrelik çapla karşınızda duruyor. Cami, aynı zamanda bir kültür merkezi olarak da hizmet vermekte. İçerisinde bulunan kütüphanesi, sergi salonları ve konferans salonları ile ziyaretçilere farklı etkinlikler sunmaktadır. Ziyaret ettiğinizde, kendinizi hem manevi bir atmosfer içinde hem de etkileyici bir mimari şaheserin içinde hissedeceksiniz. Aynı zamanda da bir Adanalı.
Adana’nın Efsanevi Savunma Yapısı: Yılankale
Adana'nın sıcak topraklarında yükselen Yılankale Kalesi, tarih boyunca birçok savaşa tanıklık etti ve güçlü yapısıyla ayakta kalmayı başardı. 9 asırlık ömrüyle bu eşsiz şehrin bir simgesi haline geldi. Burada nice çarpışmalar yapıldı, cenkler edildi kanlar döküldü. Oklar vücutları deldi, kılıçlar kafaları kopardı. Hepsi bu eşsiz ve kadim şehri savunmak için yapıldı. Kaleye yaklaştıkça, devasa taş duvarların kararlı ve güçlü duruşu insanı büyülüyor. Burada kendinizi antik çağdaki savaşların ortasında hissetmeniz oldukça olası. Adeta dantel gibi işlenen beden duvarlarıyla bu görkemli kale, aynı zamanda ahali tarafından da Şahmeran Kalesi olarak bilinir.
Adana’da Roma İzleri: Anavarza Antik Kenti
Tarihin derinliklerinde kaybolmuş Anavarza Antik Kenti, sırlarla dolu bir geçmişi ve mistik bir atmosferiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Buradaki sokaklardan geçmiş, harabe olan tapınaklarında tanrısına yalvarmış ve binlerce yıl önce yaşamış Anavarzalılar ile aynı havayı solumaktasınız. Bugün içinde futbol oynanan bir stadyum düşünün. Bu 21. yüzyıl stadyumu kadar kapasiteye sahip kentin antik tiyatrosu gerçekten görülmeye değer. 30 bin kişilik bu tiyatroda sahnelenen oyunların dışında, düzenlenen Gladyator oyunlarının olduğunu öğrenmek oldukça etkileyici. Şu an oturduğunuz tiyatronun taş koltuğunda, 2000 yıl önce bir Anavarzalı karşısında birbirine kılıç sallayıp kan akıtan iki fenomeni izlerken kendini kaybediyordu. Özellikle antik kentin yukarısındaki tepede yer alan kale kalıntıları, muhteşem bir manzaraya sahip ve ziyaretçilerin unutulmaz anılar biriktirmesine vesile olur. Lakin en önemlisi, buradaki miras ve medeniyetin izleriyle birlikte, bu kaderine terk edilmiş yerleşim yerinin bulunduğu eşsiz doğal güzellikleri ve manzarası şüphesiz. Anavarzalıların oldukça zevkli insanlar olduğu aşikâr.
Şehrin Kalbindeki Doğal Cennet: Merkez Park
Burası gerek şehrin karmaşıklığından gerekse de yaz aylarının fırın misali sıcaklığından kaçıp doğayla iç içe ferah bir soluk almak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası. Adana’nın tam kalbinde kalan Merkez Park 6 hektarlık geniş bir alana yayılmış ve bünyesinde oldukça başarılı peyzaj düzenlemelerini barındırdığı şüphesiz. Parkın en etkileyici özelliklerinden biri, içinde yer alan gölet ve şelaledir. Ayrıca, park içinde yer alan Osmanlı evleri, ziyaretçilere tarihi bir yolculuk yapma fırsatı sunmaktadır. Merkez Park bünyesindeki doğal ve kültürel zenginlikler ile içerdiği geniş aktivite yelpazesi ile sizlere Adana’da unutulmaz bir deneyim sunmaya davet ediyor. Burası ziyafetini çektiğiniz acılı Adana kebabının ardından sizlere ferah bir Akdeniz havası sunmakta. Tavsiye ederiz.