Kültür Seyahat
18 Ekim 2021Güncelleme Tarihi: 17 Mayıs 2023
Büyüleyici ülke Belçika’nın hemen hemen her şehri görülmeye ve keşfetmeye değer. Tablo gibi kusursuz manzaralara sahip şehirlerden, ülkenin kültür, tarih ve mimarisini kombinleyen binalara kadar ne ararsanız Belçika’nın masalsı şehirlerinde bulabilirsiniz. Ülkeyi ziyaret eden turistler 1000 yıllık geçmişi olan tarihi yapılara, muhteşem müzelere, etkileyici katedrallere ve kiliselere ev sahipliği yapan birbirinden göz kamaştırıcı şehirleri ile Belçika’yı keşfetmeye hazırlar. Gelin, çikolatanın ana vatanı Belçika’nın görülmesi gereken birbirinden özel şehirlerine bir göz atalım.
Romantik Şehir Brugge
Tabloyu andıran güzelliği ile Brugge şehrinin, turizm anlamında ülkenin can damarını oluşturan şehirlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Orta çağ sokakları, kafelerle sıralanmış meydanları, kıvrımlı kanalları, antik kilise kuleleri ile “Kuzeyin Venedik’i” lakaplı Brugge, Belçika’nın ziyaret edilen en popüler şehirlerinden biridir. Burg Meydanı, Brugge Çan Kulesi, Halk Pazarı, Groeninge Müzesi, sanatçılara ilham verecek derecede romantik olan Brugge şehrinin keşfedilmesi gereken noktalarından sadece bazıları. Brugge kanallarında zamanı durduran bir tekne turuna ne dersiniz?
Farklı Karakterleri ile Antwerp
Stil sahibi şehir, Belçika’nın moda başkenti unvanına sahiptir. Bunu anlamak için şehrin ana alışveriş bölgesi olan Meir Caddesi'nde bir yürüyüş yapmak yeterli. Eğer Antwerp’e tren ile geliyorsanız, Avrupa’nın en romantik tren istasyonu olarak bilinen ve mimarisi ile büyüleyen Antwerp Merkez Tren İstasyonu’nda derin bir nefes alın. Kendinizi eski zamanda bir filmdeymiş gibi hissetmeniz an meselesi. Grote Meydanı’ndaki Brabo Çeşmesi, Yılbaşı Pazarları, Buz Pateni Pisti ve ilginç mimarisi ile şehrin en büyük müzesi Museum aan de Stroom, görülmeden dönülmemesi gerekenlerden.
Tatlı mı Tatlı Şehir Brüksel
Ülkenin politika ve ekonomi merkezi olan Brüksel, Avrupa Birliği’nin başkenti olması ile de önemli bir role sahiptir. Türk, Fas, Portekiz ve İspanya gibi farklı kültürlerin bir arada yaşadığı şehir, aynı zamanda tadına doyum olmayan birası, muhteşem çikolatası ve leziz waffleları ile dünyada ün salmıştır. Eski şehrin kalbindeki Grand Place olarak bilinen şehrin ünlü meydanı, 15. yüzyılda tamamlanan tarihi St. Michael ve St. Gudula Katedrali, kral ve kraliçenin ofis olarak kullandığı ve ziyaret edilebilen Brüksel Kraliyet Sarayı, etkileyici mimarisi ve bahçeleri ile Mon des Arts bahçeleri, bu tatlı şehirde görülmesi gereken yerlerden sadece birkaçı.
Kanalların Efendisi Gent (Ghent)
Schelde Nehri manzaralı bu enfes şehir, Orta Çağ’ı canlı canlı yaşamak isteyen ziyaretçilerini bekliyor. Şehirde hangi sokağa girseniz karşılaşabileceğiniz muhteşem mimariye sahip binalar ve evler, adeta göz kamaştırıyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Belfort en Lakenhalle Çan Kulesi, görkemli Gravensteen Kalesi, nehir manzaralı kafe ve restoranları ile şirin Graslei, görülecek yerlerden. Rehberleri ile şehri tanımanıza yardımcı olacak kanal turu yapmadan dönmeyin. Yürüyerek ya da bisikletle keşfetmeye doyamayacağınız Gent, misafirlerini bekliyor.
Masal Kitaplarından Gelen Güzellik Durbuy
Arnavut kaldırımlı yolları, daracık sokakları ve samimi atmosferi ile Belçika’nın incisi Durbuy şehri, içinizi ısıtacak güzellikte. Ağaç budama sanatına hayran kalacağınız Parc Des Topiaires, eşsiz bir macera yaşayabileceğiniz 11 hektarlık The Labyrinthe of Barvaux-sur-Ourthe, çeşitli aktivitelerle eğlenebileceğiniz Durbuy Vadisi, gidilmesi gereken noktalardan sadece bazıları. Yaklaşık 400’e yakın yerel halkı ile dünyanın en küçük şehirlerinden biri olarak bilinen Durbuy, küçük olmasına rağmen bir dolu hikâyeyi ve güzelliği misafirlerine sunmaya hazır.
Kartpostalları Geride Bırakan Dinant
Avrupa’nın en iyi destinasyonları arasındaki haklı yerini alan Dinant’a ayak basınca, bu şehrin bu unvanı almasının tesadüf olmadığını bir bakışta anlayabilirsiniz. Zamanı unutturan güzellikte bir manzaraya sahip olan şehirde Meuse Nehri üzerinde bir tekne turuna çıkmak ve Meuse’e kollarını açmış Citadel Kalesi’ni ziyaret etmek olmazsa olmazlardan. Ayrıca Dinant’a kadar gitmişken, muhteşem aroması ile meşhur mu meşhur Leffe Bira Müzesi’ni gezmeden asla geri dönmeyin.