Akıllarda Tek Bir Soru: Alaçatı mı, Cunda mı?

Son zamanların zirvede tatil beldeleri, Alaçatı ve Cunda, bu yazımızın konusu. Arnavut taşlı daracık sokakları, çiçeklerle bezenmiş taş evleri ve birbirinden özel butik otelleri, Ege’nin vazgeçilmez lezzetleri ile Alaçatı ve Cunda birbirine gerçekten de benziyor. Ama gerek bütçe planlaması ve gerek farklı arayışlar içinde olan tatilciler için İzmir'in gözbebeği Alaçatı mı yoksa Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı renkli Cunda Adası mı daha favori? Her iki cümbüşlü tatil beldesinin içeriklerini ve yapılacakları anlatalım, karar sizin olsun.

İzmir’in Çeşme İlçesinin Favorisi Alaçatı

1990’lı yıllarda, yabancı sörfçüler, Alaçatı’ya sörf yapmaya gelmişlerdi. Bu dönemdeki belediye başkanının destekleriyle, sörf bu noktada daha da aktif bir hale gelmeye başladı. Sörf yapmaya elverişli rüzgarı sebebiyle, yerli ve yabancı sörfçülerin akın ettiği bir lokasyon oldu bir anda Alaçatı. Daha sonra bu sporun yarışmaları yapılmaya başlandı. 2000’in başlarında sörf yarışmalarının başlamasıyla, çiçek kokan Alaçatı’nın namı daha da arttı. Böylece bir anda otelleşme ve turist akını başlamış oldu. Dönemin belediye başkanı ve meclis tarafından konulan kurallar gereği iki kat sınırı ile evlerde taş ya da ahşap kullanılması zorunlu hale getirildi de Alaçatı'nın dokusu bugüne kadar bozulmadan gelebildi. 2000’li senelerden 2010 senelerine kadar Alaçatı’daki gelişme ve büyüme sonucu, pek çok otel, beach club ve gece kulübü açıldı. Öyle ki bütçeler, neredeyse İstanbul’un en lüks mekanlarını zorlar oldu. Fakat yine de Alaçatı’nın tutkunları, her daim turkuaz deniziyle bu cennetten vazgeçmiyor.  

Alaçatı’ya Adım Atmak İçin Geçerli Nedenler

Her ne kadar bazı bütçeleri zorlasa da Alaçatı için erken rezervasyon yapmak ya da uygun yerleri, henüz daha gitmeden araştırmak, son derece bütçe dostu bir yaklaşım olacaktır. Ege’nin güzelliğini bu şirin tatil beldesinde yaşamak için pek çok geçerli sebep bulunuyor.

Muhteşem Sokakları İle Farklı Diyarlardasınız

Alaçatı’nın öyle bir havası vardır ki o daracık sokaklarda begonvil çiçekleriyle rengarenk bezenmiş taş evlerin arasında dolanırken bir anda kendinizi unutuverirsiniz. Şehrin stresi, karmaşası aklınızdan gidiverir aniden. Kemalpaşa Caddesi, Hacımemiş, Pazaryeri Camii gibi Arnavut kaldırımlı sokaklar, Alaçatı’nın keşfedilebilecek noktalarından. Doğal taş takıları yapan dükkanları ziyaret etmeyi unutmayın. Sokaklarda yürüdükçe kendinizi unutun, kendinizi unuttukça yürüyün.

Alaçatı’nın Efsane Lezzetleri

Ege ve Alaçatı denilince, muhteşem lezzetlerden bahsetmeden olmaz. İzmir’in meşhuru kumru, Alaçatı’da artık tadılacak lezzetlerin başında yer alıyor. Çiçek dolması, enginar ile yapılan leziz tatlar, Alaçatı midyesi gibi Ege’nin zeytinyağlı mezeleri, Girit mezeleri, tadına doyamayacağınız balık türleri, meşhur Alaçatı dondurması, Alaçatı’nın doğal bitki örtüsü ile bezenmiş sakızdan yapılan Sakızlı Muhallebisi, mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden.

Alaçatı’nın Turkuaz Rengiyle Cezbeden Denizi

Alaçatı ve plaj deyince gözünüz korkmasın, bütçe olarak yüksek fiyatlı beachlerin yanında, Alaçatı’da denize girebileceğiniz plajlar da bulunuyor. Alaçatı ile Ovacık arasında bulunan Deliklikoy ve denizi ile ün yapmış Kleopatra Koyu Plajı, herhangi bir işletmenin bulunmadığı bakir koylardan ve kesinlikle gidilmesi gereken plajlardandır. 

Cunda ve İsmi

Diğer adı Alibey olan Cunda, Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılara teslim olmaya karşı gelen ve silahlı mücadeleye başlayan ilk birlik kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’dan gelir. Cunda isminin ayrıca Piri Reis’in Kitab-ı Bahriyesi'nde bahsedilen Yund Adalarından geldiği bilinmektedir.

Cunda’ya Adım Atmak İçin Geçerli Nedenler

Bir kez ayakbastınız mı, “Keşke burada yaşasam” fikrini aklınıza yerleştiren bir tatil beldesidir Cunda. Tarihi seyir mekanlarından, leziz balıkçılarına kadar ne ararsanız Ayvalık’ın bir tanesi Cunda’da misafirlerini bekliyor. Cunda’yı keşfetmek için sayısız neden bulunuyor.

Cunda’da Gezilecek Önemli Yerler

Hikayesi bulunan Şeytan Sofrası, muhteşem manzarası ve hikayesi sebebiyle kesinlikle ziyaret edilmesi gerekenlerden. Zeus tanrısına zarar vereceği düşünülen şeytanın, Zeus’un süt annesi tarafından kovulması sonucunda üç ayaklı şeytanın ayak izlerinden birisini burada bıraktığına inanılır. Bu sebeple oraya gidip madeni para atıp dilek dilemeyi ihmal etmeyin.

Cunda’nın Eşsiz Güzel Plajları

Tertemiz ve buz gibi suyu ile Cunda’da pek çok plaj bulunuyor. Sığ denizi ile Bıyıklı Plajı, şehrin tam ortasındaki Cunda Plajı, belediye tarafından işletilen Duba Plajı, turistlerin sıkça ziyaret ettiği Çataltepe Plajı, milli park alanı olduğundan dolayı koruma altında olan Ortunç Koyu, Cunda’da ziyaret edilmesi gereken plajlar arasındadır.

Unutulmaz Cunda Lezzetleri

Cunda deyince özellikle Ayvalık deyince lezzetler arasında ilk olarak zeytinyağı gelir, çünkü kendine özgü aroması, kokusu ve tadı ile vazgeçilmezdir Ayvalık zeytinyağı. Bu renkli adaya gitmişken, sakızlı kurabiye, sakızlı Türk kahvesi, şerbetli lokma tatlısı, zeytinyağlı muhteşem mezeler,  Ayvalık tostu, balık yemekleri, sakızlı dondurma ve yöresel şarapları denemeden dönmeyin, pişman olursunuz. Ayrıca doğal sabunlarından, takılarından ve yöreye ait, el yapımı hediyelik eşyalardan almak için, çiçekli sokakları arşınlamayı ihmal etmeyin.

Alaçatı mı Cunda mı Sorusuna Sonuç Olarak

Bu zorlu soruya tam ve kesin bir cevap vermek oldukça zor. Doğal güzellikleri, göz alıcı plajları, hafızaya kazınan yerel lezzetleri ile hem Alaçatı hem de Cunda, kesinlikle görmeye değer ili tatil kasabası. Fakat bütçe olarak Alaçatı’nın daha fazla zorlayıcı olduğu, artık oldukça aşikar ve herkesin bildiği bir konu oldu. Alaçatı’da çok uygun yerleri ya da kamp alanlarını tercih etmekte fayda olabilir. Cunda ise daha cep dostu olmasıyla tercih edilebilir bir alternatif olabilir. Her iki seçenekte de sizi mutlu edecek birbirinden özel alternatifler bulunuyor. Burada tercih tamamen tatilden ne beklediğinize ve tabii ki bütçenize göre değişebilir. Sonuç olarak ülkemizin her bir noktası görülmeye fazlasıyla değer güzellikte. Bu ister Alaçatı olsun ister Cunda olsun, amacınız rahat bir nefes alıp şehrin karmaşasından bir nebze de uzaklaşmak ise her iki alternatifte uygun sayılabilir.