Kültür Seyahat

5 Ekim 2023

Anadolu pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir bölge. Anadolu’nun bir bölümünün Mezopotamya’ya girmesi onu çok daha büyük bir gizem içerisine sokuyor. Çünkü Mezopotamya hem kültürel hem de tarihsel açıdan çok önemli bir bölge. Mezopotamya, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Tahmin edileceği üzere de birbirinden farklı pek çok medeniyetin yolu buradan geçmiş.

Mezopotamya hikâyeleri, efsaneleri yüzyıllarca dilden dile yayılmış olup hala hem yerlilerin hem de turistlerin çok büyük merak konusudur. Geçmişten günümüze tarihsel anlamda iz bırakmış bu bölgede mutlaka görmeniz gereken antik kentleri sizler için derledik. 

Dara Antik Kenti

Dara Antik Kenti

Mezopotamya denildiği zaman ilk akla gelen ve tarihte önemli bir yeri bulunan bu antik kent Mardin’in Oğuz Köyü sınırları içerisinde bulunuyor. Bu antik kentin tarihi 505 yılına kadar gidiyor. İmparator Anastasius tarafından kurulan bu görkemli antik kent peşi sıra Emeviler, Abbasiler ve Osmanlıların yaşam alanı olmuş ve bölgeyi kültürel anlamda zenginleştirmiş. Gittiğiniz takdirde görebileceğiniz üzere Dara çevresi 4 kilometrelik uzun surlarla çevrilmiş halde. Bu antik kentin içerisinde saray, çarşı, zindan, sarnıç, tophane gibi mutlaka görülmesi gereken kısımlara sahip. 

Arsemia Antik Kenti

Arsemia

Mezopotamya bölgesinde yine görülmesi elzem bir antik kent. Adıyaman, Kahta ilçesine ve Nemrut Dağı'na yakın bir alanda bulunan Arsemia Antik Kenti de yine turistler tarafından oldukça ilgi ile karşılanan bir yer. M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan tarihi ile görenleri şaşkına çeviren tarihi antik kent Kommagene sülalesine mensup olduğu düşünülen Arsames tarafından inşa edildiği söylentiler arasındadır. Roma, Orta Çağ, Helenistik dönem gibi pek çok zaman diliminde bulunmuş yapıda kral kabartmaları, rölyefler görülmeye değer. Bu antik kente ulaşım da kolay olduğundan rahatlıkla ziyaret edebilir, hatıra fotoğrafları çekebilirsiniz. 

Halfeti Antik Kenti

Halfeti

2000 yılında Birecik Barajı'nın yapım sürecinde maalesef sulara gömülen Halfeti Antik Kenti, Şanlıurfa sınırları içerisinde bulunuyor. Mutlaka görülmesi gereken antik kentlerden bir tanesi olan Halfeti Antik Kenti dönemin kiliseleri, su sarnıçları, mağara ve manastırlarıyla büyüleyici bir deneyim sunuyor. Halfeti Antik Kenti geçmişi M.Ö. 855 yılına dayanıyor. Bu görkemli yapı zamana meydan okurcasına hala görenleri şaşkına çeviriyor. 

Kenti kuran kişi ise Asur Kralı III. Salmanassar. Bu antik kent sonraki dönemlerde de pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığı için farklı tarihsel izleri de barındırıyor. Yani Asur, Bizans ve Osmanlı izlerini de bu antik kentte görmek mümkün. Halfeti konum itibarıyla hem Şanlıurfa hem de Gaziantep ziyaretinizde görebileceğiniz bir antik kent. 

Zeugma Antik Kenti 

Zeugma

Bir diğer Mezopotamya antik kenti olan Zeugma Antik Kenti, Gaziantep’in Nizip ilçesinde bulunuyor. Gaziantep denildiği zaman ilk akla gelen tarihi yapılardan bir tanesi Zeugma Antik Kenti'dir. Bu antik kent en ışıltılı dönemini Roma döneminde yaşamıştır. Yapıların zeminlerinde kullanılan görenleri büyüleyen mozaikler dikkat çekicidir. Zeugma mozaiği olarak bugün dünyaca ünlenen mozaik mutlaka ziyaretinizde görmek isteyeceğiniz adeta görsel bir şölen Zeugma Müzesi'nde yer alıyor.

Zeugma Antik Kenti özellikle Roma döneminde altın çağını yaşamıştır. Antik kentteki yapılar ve kalıntılar dönemin estetik ve sanat anlayışını da en iyi şekilde yansıtmaktadır. Dönemine göre harikulade yapılmış villalar görülmeye değerdir. Son yıllarda yapılan kazı çalışmalarında çok daha fazla kalıntıya rastlanmıştır. Dünyaca ünlü “Çingene Kızı” mozaiği ise yine müzede görebileceğiniz parçalardan. 

Çayönü Antik Kenti

Neolitik dönemin en öne çıkan yapıtlarından bir tanesi Çayönü Antik Kenti'dir. Konum olarak Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bulunan bu antik kentin tarihi M.Ö. 10 binli yıllara kadar uzanıyor. Tarihte madenciliğin yapıldığı ilk antik kent olarak da geçen bu antik kentin her bir alanı görülmeye değer. 

Yerleşik hayata geçilip tarım yapılmaya başlanan Çayönü Antik Kenti geçmişi oldukça derin. Bu antik kentte 6 bin yolunca yerleşimin sürdüğü biliniyor. Bununla beraber yapılan pek çok kazı çalışmasında 400’ün üzerinde insana ait kafatası ve iskelet bulunmuş durumda. Yapı içerisinde bulunan Terrazo Binası'nda bu kafatası ve kemikleri görmek mümkün. Çayönü Antik Kenti tam anlamıyla ilkel yaşamdan kentsel yaşama geçişin bir merkezi. Özellikle tarihi miraslara merakı olanların bölgede mutlaka görmek isteyecekleri bir antik kent. 

Perre Antik Kenti 

Kommagene Krallığı’nın en önemli kentlerinden bir tanesi olan Perre Antik Kenti kervanların, yolcuların konaklama yeriymiş. Özellikle cam gibi suları, Roma çeşmesi gibi tarihi kalıntıları ile dikkat çeken bu tarihi antik kentin kaya mezarları ve mağara evleri de görülmeye değer. 

Soğmatar Antik Kenti

Soğmatar Antik Kentinin geçmişi M.S. 2.yy’a kadar dayanıyor. Şanlıurfa’nın Harran sınırları içerisinde bulunan Soğmatar kabartmaları ve yazılarıyla öne çıkıyor. Hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu antik kent ibadet yerleri, su kuyuları, dinsel motifler ve mezarlar barındırıyor. Ayrıca Tektek Dağları denilen bölgesinde zamanın insanlarının güneş, ay ve gezegenlere tapınmak için kullandığı alanlar da bulunuyor. 
 

Nemrut-0
Kültür Seyahat

Güneşin En Güzel Hali: Nemrut Dağı

Güneşin en güzel halini izleyebileceğiniz Nemrut Dağı hakkında bilgi almak için hemen tıklayın!

Devamını Oku
Milli Park-0
Kültür Seyahat

Türkiye'deki Milli Parklar

Dört bir köşesi doğa harikalarıyla çevrili ülkemizde, sonraki nesillere miras bırakabilmemiz için koruma altında olan birçok milli parkımız var. Hadi…

Devamını Oku
Zeugma-0
Kültür Seyahat

Mezopotamya'nın Antik Kentleri

Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan gizemli Mezopotamya, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, hem kültürel hem de tarihsel açıdan çok önemli…

Devamını Oku