Kültür Seyahat

18 Eylül 2023

Bugün rotamızı peygamberler şehrinin incilerinden birine yönelttik. Burası doğal güzellikleriyle büyüleyen, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de derin izler bırakan, Türkiye'nin güneydoğusundaki Şanlıurfa ilinin sakin bir köyü gibi görünse de, aslında bir zamanlar su altında kalmış eşsiz bir yerdir.

Fırat Nehri üzerinde yer alan bu eşsiz köy, Türkiye'nin en çarpıcı manzaralarından birine ev sahipliği yapıyor. Elbette burası Halfeti. Burada durgun suyun altında muazzam bir cevher yatıyor. Bu cevherin de inanılmaz bir hikayesi var. Urfa’mız eğer peygamberler şehri olarak anılıyorsa, sebeplerinden biri de Halfeti’dir. O suyun altında resmen bir medeniyet yatmakta. Batık camiler, evler ve mezarlar, nehrin berrak suları içinde hala göz alıcı bir şekilde varlığını sürdürüyor. 

Batık Şehir Halfeti (1)

Birinci Sınıf Tarih

Perslerden, Romalılara, Bizans’tan, Türklere kadar bir çok insanın verdiği nefes bu mistik köyün her tarafına işlemiş. Bu güzel köy milattan önce 855 yılında III. Salmanassar tarafından  görkemli bir şehir olarak kuruldu. Antik Yunanlılar buraya Urimi adını verirken, Süryaniler ise Hesna d'Romaye demişlerdir Halfeti’ye.

Yavuz Sultan Selim ile Osmanlı topraklarına bağlanan Halfeti’nin, bir hudut şehri olma özelliğini kaybetmesinden ötürü köyün nüfusu 5-10 haneye düşerek terkedilmiş bir şehir olmasına ramak kalmıştı. Fırat Nehri’nin kıyısında konumlanması Halfeti’ye stratejik bir önem kazandırmış şüphesiz. Bu önem, tarihin en büyük imparatorluklarının kesişme noktası olacaktı. 

Karşı konulmaz güzellikteki Birecik Barajı ve Rumkale gibi doğal yapılar, Halfeti'nin coğrafyasına büyülü bir hava katıyor. Tarih ve coğrafya, Halfeti'yi mistik bir destinasyon haline getirirken, bu benzersiz köyün çekiciliğine ve büyüsüne değer katıyor.

Batık Şehir Halfeti (3)

Sular Altındaki Hazine

Fırat Nehri’nin berrak suları altında, keşfedilmeyi bekleyen inanılmaz değerler var. Suların yavaşça geri çekilmesiyle de bu eşsiz köyün kalıntıları tekrar ortaya çıkıyor ve bizlere, bir zamanlar burada yaşamış olan insanlara dokunma olanağı tanınıyor. İçerisinde bu kadim topraklardaki ilk medeniyetlerin kokusunu barındıran bu görkemli miras sadece geçmişe değil, aynı zamanda insanların doğayla nasıl iç içe yaşayabileceğine dair ilham verici bir örnek sunuyor.

Burası, Atatürk Barajı’nın inşasıyla beraber yeni bir milada kavuşmuştur. Halfeti, barajın yapımıyla beraber sular altında kalmasıyla Yeni Halfeti ve Eski Halfeti olarak ikiye ayrılmıştır. Eski Halfeti sular altında kalınca halk göç ederek Yeni Halfeti’yi Kara Otlak mıntıkasında kuracaktı. Eski Halfeti’nin bulunduğu yer ise birçok efsanenin doğmasına vesile olacaktı. Bunlardan biri de Ali Kayası efsanesi. Bu ilginç efsaneye göre, Halfetililer Hz. Ali’nin bir müddet burada kaldığını düşünüyordu. Şeytanın köpek kılığında onun bulunduğu yere girmesi üzerine Hz. Ali’nin fırlattığı kaya, hep Ali Kayası olarak anılacaktı. Göktanrı gibi çeşitli inançlarda da olduğu üzere yaygın olan taş ve kayaların bir kült olması, bölge halkının Hz. Ali’ye sadakati ile birlikte bu efsaneye yol açmıştı. Tabi ki bu sadece Halfeti’nin efsanelerinden bir tanesi.

Batık Şehir Halfeti (4)

Halfeti'yi Ziyaret Etme Deneyimi

Halfeti’nin kapılarını aralamak ve zamanın dokusuna dokunmak için indiğiniz şehir merkezine 35 kilometre uzaklıktaki Şanlıurfa GAP Havalimanı, Havaş otobüsleri ve taksi alternatifleri sunmakta. Ne yazık ki havalimanından Halfeti’ye doğrudan ulaşan bir araç bulunmadığı için önce şehir merkezine uğramak, ardından da otobüs veya minibüs seçenekleri ile 2 saat içerisinde bu güzel köye ulaşmak mümkün.

Halfeti’ye ulaştığınızda muhtemelen ilginizi en çok çekecek ve bakakalacağınız yapıların başında Fırat Nehri ile Merzimen Çayı’nın kesiştiği noktada dikilmiş Rumkale olacağı şüphesiz. Gaziantep ile Urfa’yı ayıran Fırat Nehri’nin doğusunda Şanlıurfa kalırken, batısında ise Gaziantep kalıyor. Halfeti’nin kıyısında kaldığı Fırat Nehri’nin karşı kıyısında kalan Rumkale, aslında Gaziantep’in Nizip ilçesi sınırları içerisinde kalsa da, Halfeti’nin vazgeçilmez bir parçası. Nehire karşı dimdik uzanan bu mistik kalede bugün Aziz Nerses Kilisesi ve Barşavma Manastırı'yla beraber birçok yapı kalıntısı, sarnıç, kuyu ve hendek görmek mümkün.

Ayrıca Halfeti’yi çok değerli kılan başka bir şey var ki, bundan bahsedilmeye değer. Siyah gülün dünyada yetişebildiği tek yerin Halfeti olması ise bu bölgeye farklı bir cazibe katıyor. Bu gülün koparılıp başka bir yere götürüldüğünde rengi değişmesi ise bize Halfeti’nin sihrini gösteriyor.

Batık Şehir Halfeti (2)

Buradan daha çok yüzen restaurantlara sahip başka bir yer yoktur herhalde. Canınız kebap veya balık çekerse bu restaurantlar rahatlıkla tercih edilebilir. Eğer burada farklı bir damak deneyimini tatmak isterseniz, ona da alternatifler var elbette. Bölgeye özgü şabut balığı ve haşşaş kebapları gerçekten denenmeye değer. Fırat Nehri’nin üzerinde yüzdürülen restaurantlarda ise patlıcan kebabı, domatesli kebap, Urfa kebap, soğanlı kebap, cağırtlak kebabı, dolma eziği, adana, erik tavası, incir kebabı, mukaşşerli pilav, tarhana çorbası, sargı burma tatlısı, sütlaç, peynir helvası gibi  muazzam yemekleri yemek mümkün.

Meşhur "Batık Cami"nin bulunduğu Savaşan Köyü’ne ise tur tekneleri ile gitmek mümkün. 1807’de yapılmış, ziyaretçilerin “batık cami” ismiyle tanıdığı Halfeti Ulu Cami, Birecik Barajı’nın su tutması ile beraber suyun 40 cm altında kalarak bu mistik köyün hikayesindeki ana kahramanlardan biri haline gelecekti.

Baık Şehir Halfeti (5)

Batık Şehir Halfeti (0)
Kültür Seyahat

Halfeti: Batık Şehir

Türkiye'nin en çarpıcı manzaralarından birinde, doğal güzellikleriyle büyüleyen, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de derin izler bırakan…

Devamını Oku
Göbeklitepe-0
Kültür Seyahat

Göbeklitepe: Geçmişin İzinde

İnsanoğlunun tarih sahnesine çıkışından bu yana geçmişin izlerini süren arkeologlar, gizemleri açığa çıkarmaya devam ediyor. Göbeklitepe de bunların…

Devamını Oku
Göbeklitepe-0
Kültür Seyahat

Göbeklitepe’nin Keşfi: Tarihin Yeniden Yazıldığı Yer

Göbeklitepe için neden “tarihin sıfır noktası” dendiğini biliyor musunuz? Göbeklitepe yalnızca arkeolojik bir alan değil, insanlık tarihini yeniden…

Devamını Oku