İtalya'nın Baba'sı: Sicilya

Avrupa’nın gözde ülkelerinden bir tanesi olan İtalya hiçbir dönem popülerliğini kaybetmemiş bir yer. Tarihi, büyülü atmosferi, denizi, insanları ve kültürüyle seyahat edenlere unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunan bu ülke pek çok anlamda bir cazibe merkezi. Sicilya Özerk Bölgesi ise İtalya Yarımadası'nın güneybatısında yer alan bir bölge. Başkenti Palermo olan Akdeniz’in en büyük adası olma özelliğine sahip Sicilya İtalya’nın 20 bölgesinden biridir. Sicilya, tıpkı İtalya’nın diğer bölgelerinde olduğu gibi doğal güzellikleri, muhteşem manzaraları ve mutfağı ile dillere pelesenk olmuş bir ada. Popüler kültürde de kendisine sıklıkla yer bulan İtalya’nın bu cennet parçası hakkında merak edilenleri tek tek ele aldık.

Sicilya’ya Nasıl Gidilir?

Akdeniz’in en popüler ve en çok turist çeken bölgelerinden bir tanesi olan Sicilya’ya gitmek için birden fazla alternatifiniz mevcut. Bunlardan birincisi İtalya’da Roma, Venedik ya da Milano istasyonlarından trenle direkt olarak adaya geçiş yapmak. Bir diğer tercih edebileceğiniz yöntem ise otobüs. Roma ve Napoli şehirlerinden otobüslere binerek Sicilya’nın Palermo ve Katanya şehirlerine rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Feribotla geçmek isteyenler için bir seçenek de Malta üzerinden mevcut. Öncesinde bir Malta tatil planınız varsa buradan gelmişken Sicilya’yı da görmek isteyebilirsiniz. Böyle bir durumda feribotlarla sorunsuz bir şekilde Sicilya bölgesine geçiş sağlayabilirsiniz.

Sicilya’da Nereler Görülmeli?

Sicilya, Akdeniz’in en çok rağbet gören adalarından bir tanesidir. Hem doğal hem de kültürel özellikleriyle dikkat çeken Sicilya bölgesi her yıl sayısız turiste ev sahipliği yapıyor. Deniz, kum, güneş, kültürel ve tarihi alanlar derken Sicilya’da görülecek, yapılacak şeyler listesi de oldukça kalabalıklaşıyor. Keyifli bir seyahat ve tatil sunan Sicilya’da mutlaka görülmesi gerektiğini düşündüğümüz yerler var. Biz de bu yerleri Sicilya’ya seyahat etmeyi düşününler için listeledik. İşte Sicilya’nın keşfedilmesi gereken yerleri.

Palermo

Tarihi ve kültürel anlamda İtalya’nın en zengin bölgesi olan Palermo, adanın da başkentidir. Palermo’da her sokakta her caddede tarihi bir referansa rastlamanız mümkün. Eşsiz mimarisi, geçmişten günümüze gelmeyi başarmış yapıları ve mutfağıyla seyahat edenleri mest edecek niteliklere sahip. Palermo sınırları içerisinde görülmesi gereken pek çok yer var. Palermo Katedrali bunlardan bir tanesi.

Palermo Katedrali

Palermo’daki bu tarihi katedral Meryem Ana’nın Göğe Kabulü’ne adanmış bir yapı. Ayrıca Palermo Roma Katolik Başpiskoposluğu'nun merkez kilisesi olma özelliğindedir. Norman kralı II. William tarafından 1184 yılında yaptırılmış olan bu görkemli yapı Neoklasik, Barok, Gotik, Arap gibi farklı akımlardan beslenmiş bir mimari özelliğe sahiptir. Palermo kalesindeki bölümler; cephe, kutsal alan, koro, kripto, kraliyet mezarları, müzeden oluşur.

Norman Sarayı

Norman kraliyet ailesinin ikametgahı olarak kullanılmış olan bu meşhur saray 12. yüzyılda inşa edilmiş. Bu saray aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bir yapıdır. Arap-Norman mimarisinin önde gelen nitelikli örneklerinden bir tanesidir. Saray; ana bina, şapel, büyük salon, eski salon, kule olmak üzere farklı bölümlerden oluşur. Saray turist ziyaretlerine açıktır ve her gün her saat ziyaret edilebilir. Sadece girişte cüzi bir miktar ücret talep edilir.

Katanya

Palermo’dan sonraki en büyük şehir olan Katanya bölgenin doğusunda yer alır. İtalya’da yaz turizmi denildiğinde ilk akla gelen yerlerden birisidir. Burada dünyaca ünlü Etna Yanardağı bulunur. Katanya Duomo Meydanı şehrin ikonik alanlarından bir tanesidir. Şehrin zarafetine uygun şekilde tasarlanmış barok tarzı yapıların görülebileceği meydan kentin sembollerinden bir tanesidir. Meydanda ünlü mimar Vaccarini’nin pek çok eserini yakından görebilirsiniz. Ayrıca Roma Tiyatrosu ve Ursino Kalesi yine Katanya’da mutlaka görmenizi düşündüğümüz yerler.

Sant’Agata Bazilikası

Etna Dağı’nın eteklerinde bulunan Sant’Agata Bazilikası Meryem Ana'ya ve şehrin koruyucu azizesi olan Aziz Agatha'ya adanmış bir yapı. 11. yüzyılda inşasına başlanan yapı 17. yüzyılda tamamlanabilmiş. Bazilika mimari olarak Norman, Gotik, Barok ve Neoklasik tarzlarının bir yansımasıdır. Cephe, kutsal alan, koro, kript, müze bazilikayı oluşturan bölümlerdir. Turistler tarafından büyük ilgi gören bu tarihi yapı her gün ziyarete açık olmakla beraber girişte cüzi miktarda bir ücret talep edilir.

Messina

Katanya’dan sonraki Sicilya’nın en büyük üçüncü şehri olan Messina son derece iyi korunmuş bir liman kentidir. Messina şehrinde görülmesi gereken pek çok tarihi yapı bulunuyor. Bunlardan bir tanesi olan Çan Kulesi ve Astronomik Saat şehrin simge yapılarından. 60 metre uzunluğundaki Çan Kulesi ve Astronomik Saat üzerinde renkli heykeller bulunuyor. 12. yüzyılda inşa edilmiş ve Messina şehrinin bir diğer simge yapılarından olan Santissima Annunziata dei Catalani kilisesi ise yine mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer. Savaşlar sırasında hasar görmüş olsa da bu yapı 13. yüzyılda restore edilmiş ve günümüze kadar gelmeyi başarmış.