Danimarka Gezi Rehberi

Uçak biletiniz hazır, valiziniz toplu bir biçimde büyük bir heyecanla yarın gerçekleştireceğiniz yolculuğu bekliyorsunuz. Bu yolculuk bembeyaz karların her tarafını süslediği, biraz soğuk olsa da insanları huzuru ile mest ettiği bir ülkeye yönelik olacak. Uçaktan inince elbette ki gözlerinizi İskandinavya’nın yıldızı, Danimarka’da açacaksınız. 

Peki, bu ziyarette sizleri neler bekliyor? 

Danimarka’nın simgelerinin başında gelen Frederiksborg Sarayı’ndan tutun mühendislik harikası Oresund Köprüsü’ne, o meşhur Legoland’dan eşsiz müzelere kadar birçok mekân ve tecrübe keşfedilmeyi bekliyor. Sokaklarda sosis satarak geçimini sağlayan adamdan, fırın tezgâhının arkasında çalışan kadına kadar herkesin İngilizceyi akıcı bir şekilde konuştuğu Danimarka, şüphesiz ki Avrupa rüyasını en önde temsil eden ülkelerden biri. Gelin içeriğimize geçerek bu ülkeye biraz daha yakından bakalım. İyi okumalar dileriz. 

Kuzey Serüveni

Yukarıdaki giriş paragrafında belirttiğimiz gibi Danimarka, Avrupa rüyası kavramını en çok temsil eden ülkelerin başında. İnsanlara sunduğu refah seviyesi, vatandaşlarının sanatla doyması, bilimle yatması, fazla kalabalık olmaması ve barındırdığı birçok cazibe ile gerek ülkemizden gerek bütün dünyadan insanların gıpta ile baktığı Danimarka da, diğer çoğu Avrupa ülkesi gibi baştan aşağı demir ağlarla örülmüş. Bu küçük denilebilecek ülkede neredeyse 2500 kilometre uzunluğunda döşenmiş demiryolu hattı mevcut. Tren kullanarak seyahat etmek burada çok tercih ediliyor. 

Burası bir Avrupa Birliği ülkesi, ama sanmayın ki Euro kullanıyorlar. Danimarka’nın resmi para birimi Danimarka Kronu. O yüzden Danimarka’ya geldiğinizde yanınızda Euro değil, Danimarka Kronu bulundurmanız gerekecek. Nakit konusunda ise endişeye mahal yok. Çünkü burada kredi kartları her yerde geçiyor. 

En can alıcı kısımlardan biri ise, burada yediden yetmişe herkes İngilizce biliyor. Sizin de İngilizceniz varsa muhtemelen dil konusunda hiçbir iletişim problemi yaşamayacaksınız. Lakin şunu da belirtmek gerekir ki, Danimarka dünya ülkelerinin geneline göre biraz pahalı desek yanılmayız. Bilhassa yemek konusunda biraz cep yakıyor diyebiliriz. Malum pek fazla bir mahsul yetiştirmeye uygun bir toprağa sahip olmayan Danimarka çoğu mahsulü dışarıdan ithal ediyor. Bir de buradaki yemek ihtiyacınız için Danimarka’nın yerel mutfağının sizlere çok fazla bir çeşit sunmayacağını belirtelim. Pizza, hot-dog, kebap ve burger gibi fast-food dışında çok fazla alternatif yok. Ama yine de diyorsanız ki, ben bu ülkenin orijinal tadını bulmak istiyorum; salamura edilmiş ringa balığı, çeşitli balık kızartmaları, Danimarka Sosisi servis edilen restoran tek tük olsa da mevcut.

Kopenhag Hazine Haritası

Gezimize elbette ki Danimarka’nın başkenti ve en büyük şehri Kopenhag'dan başladık. Çok kısa bir biçimde bu şehrin tarihiyle alakalı hemen bir özet geçelim. Malumunuz bu toprakları çok uzun yıllar boyunca kuzeyin sert adamları olan Viking toplulukları evirdi ve çevirdi. 10. asırda burada küçük bir Viking kasabasının varlığı bilinmekteydi. 15. asırda ise Danimarka Krallığı’nın başkenti oldu. 1397’de kurulan bugünkü Norveç, İsveç, Finlandiya ve Danimarka’nın bir araya gelerek oluşturduğu Kalmar Birliği’ne 120 yıldan fazla bir süre başkentlik yaptı. Bu süreç sayesinde İskandinavya topraklarında her zaman üst seviye bir rol oynadı. 

Bugün halen devam eden Danimarka monarşisinin 1600’lerin başında inşa ettirdiği Frederiksborg Şatosu, Kopenhag’ın en meşhur siması. Kale gölündeki 3 adacık üzerinde inşa edilen saray, birçok efsaneye konu olmuş ikonik bir yapıdır. 1878 yılından itibaren bir müze olarak varlığını sürdüren bu yapı, ülkenin önemli eserlerini ziyaretçilerine sunuyor. 

Tabi müze demişken Kopenhag’taki Ulusal Müze’yi de es geçemeyiz. Danimarka’nın en kapsamlı müzesi olan Ulusal Müze, ülkenin kültürel mirasını gözler önüne seriyor. Ayrıca bu müze, Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland’da sürdürülen arkeolojik ve antropolojik çalışmalar için de sponsor oluşturuyor. 

Kopenhag’ın bir diğer önemli yapısı Danimarka’nın Buckingham Sarayı; yani Amalienborg Sarayı. Danimarka kraliyet ailesinin resmi ikametgâhı olan bu sarayda kraliyet üyeleri sonbahar ve kış aylarında burada yaşıyor. Elbette tıpkı İngiltere’de de olduğu gibi muhafızların devir teslim törenlerine burada denk gelmek mümkün. Lakin kendilerinin İngiliz kraliyet üyeleri kadar şatafatlı ve göz önünde olmadıklarını söyleyelim. 

Bütünüyle Bir Kuzey Masalı

Kopenhag ile daha gezilecek birçok yer var elbette ama hepsini eminiz ki bu yazıya asla sığdıramayız. Kopenhag ayrı bir yazının konusu ve elbette ki Danimarka sadece Kopenhag’tan ibaret değil. Ülkenin en büyük ikinci şehri olan Aarhus ise Yutland Yarımadası’nın gözde liman kenti. Burada İskandinavya’nın en büyük konser salonu bulunmakta. Musikhuset Aarhus’ta sahne alan eşsiz şovlar, dinletiler ve gösteriler her daim sanatseverleri büyülüyor. Ayrıca, bu şehirdeki Cinsiyet Müzesi ise bir hayli ilgi çekici. 

Gelelim Danimarka’nın en meşhur markasına. Yazımızın son sözlerini ona sakladık. Tabii ki de Legoland’den bahsediyoruz. Hepimizin bildiği Lego’ların dünyaya açıldığı Billund kasabası, Legoland sayesinde bütün dünyanın bildiği bir diyar haline geldi. 1968’de açılan bu parkı açılışından bu yana 50 milyondan fazla insan ziyaret etti. İskandinavya’nın en cazibeli bu temaparkı, kendisi ziyaret eden kimseyi büyülenmeden göndermedi.