Kültür Seyahat
16 Kasım 2023Bugün Türkiye’nin Viyana’sındayız. Geçen yıllarda Avrupa’nın en yaşanılabilir 10 şehrine dair listede yer alan, her tarafında kuşların bile neşeyle cıvıl cıvıl öttüğü bu şehir İç Anadolu’nun şüphesiz ki bir parlayan yıldızı.
Nüfusu 1 milyonu aşkın olmasına rağmen genel haliyle diğer büyükşehirlere nazaran siniri ve stresi daha az hissettiğimiz, şehrin en ücra köşesinde bile güzel parkların olduğu ve Türkiye’nin köklü ve en büyük üniversitesine ev sahipliği yapan Eskişehir, tatlı ve şirin bir Türkiye metropolüdür. Onu bizler, şehrin her tarafına bir ağ gibi örülmüş tramvayıyla, öğrenci hayatıyla, masalsı şatosuyla, destansı parklarıyla, tarihi evleriyle, Venedik misali suda yüzdürülen gondollarıyla, modern sanat müzesi ile ve hatta Anadolu’da inşa edilen hayal ötesi bir proje olan plajıyla tanıdık. Evet yanlış duymadınız, Kentpark’taki bu plaj resmen Anadolu’nun ilk ve tek plajı. Muhtemelen uzun bir süre de bu bölgede tek olmayı sürdürecek. Hele ki üniversite yıllarını burada geçirecek arkadaşlarımız bilsinler ki, bütün şehrin dörtte birini tek başına kaplayan Anadolu Üniversitesi Kampüsü’nün her bölgesini ezberlemek bile bir hayli uzun sürecektir.
Gelin yazımızın havasını kaçırmadan içeriğimize geçelim. İyi okumalar dileriz.
Sazova Parkı
İçeriğimize Eskişehir’in en popüler yapısıyla başladık. Asıl adı Eskişehir Bilim ve Sanat Parkı olan bu kompleksin şüphesiz ki en popüler yapısı Masal Şatosu. Amerika ve Batı Avrupa’da ne kadar fazla insanın sosyal medya profil fotoğraflarının arkaplanlarını Disneyland süslüyorsa, bir o kadar yurdumuzun insanının sosyal medyadaki profil fotoğraflarının arkaplanını da bu şatonun kendisi süslüyor. Elbette ki Sazova Parkı’nda sadece Masal Şatosu yer almıyor. 16. yüzyıl Akdeniz korsanlarının Galyon gemilerini andırmayacak türden Korsan gemisi ve onun bindirildiği bir gölet ve farklı alanlar mevcut.
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi
Bir diğer Eskişehir markası ve yerli bir Madame Tussauds örneği diyebileceğimiz Balmumu müzesi ise Eskişehir’in bir diğer önemli cazibe merkezi. Heykeller o denli gerçekçi ki, yıllar önce Beyaz Show’da Beyazıt Öztürk, Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in heykellerden biriymiş gibi müzede pandomim gösterisi yapması ve bu kişiliklerin bir insan olduğu ziyaretçilerin tarafından anlaşılmamışıı. Çünkü bu pandomim gösterisindeki kişilikler müzede diğer heykellerin gerçekçiliğine göre pek fazla sırıtmıyordu.
Kentpark
Denizin ve altın renkli kumların Eskişehir’le tanıştığı yerdeyiz. Eskişehir’in akı dediğimiz bu proje, Eskişehir’in Thames’i Porsuk Çayı’nın üzerine yapıldı. Porsuk Çayı’na bağlantılı bir yapay bir havuz oluşturulup, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen kumlar serpiştirildi ve İç Anadolu’nun ilk ve tek plajı oldu. Evinizden çıkıp havlunuzu, mayonuzu ve terliğinizi alıp buraya gitmek Eskişehir’liler için bir hayal değil. Zira Kentpark’ta sadece Plaj yok, devasa bir gölet, gölet içinde bir ada, lokantalar, kafeler, gül bahçeleri, ve daha nicesi ziyaretçilerini bekliyor.
Tarihi Odunpazarı Evleri
Bu şirin kentin malumunuz olmak üzere tarihi havası Odunpazarı’nda hissediliyor. Bu hissiyatın kaynağı da muazzam bir şekilde korunup, günümüze kadar hiçbir özelliğini yititrmeyen tarihi Odunpazarı evleridir. Hepsi sanki bir pastel boya setinin ayrı renklerine sahip birer kalem misali bulunduğu çevreye renk katıyor. Ayrıca bu tarihi konakların bulunduğu mâhalin tadını çıkarmak için birçok yeme içme mekanı da mevcut.
Adalar ve Porsuk Çayı
Londra’nın Thames Nehri varsa, Eskişehir’in de Porsuk çayı var. Lakin Porsuk, Thames’ten ziyade Venedik’i andırıyor. Bir kanal kadar dar ve suda yüzdürülen gondolları da cabası. Her tarafını heykellerin süslediği Porsuk Çayı ve Adalar, Eskişehir’in en canlı bölgesi şüphesiz. Nehrin karşı tarafına bizleri taşıyan estetik harikası köprüler, birbirinden farklı birçok kafe, restaurant ve mağazalar bizi karşılıyor. Eskişehir’e özgü en lezzetli Çi’börek de burada, en lezzetli tostları yapan büfeler de. Ortasından tramvayın yol aldığı, Eskişehir'in İstiklal Caddesi olan İsmet İnönü Caddesinin her tarafında binbir çeşit mağaza. Burada sıkılmak zor olsa gerek. Çünkü şehrin kalbi burada atıyor ve burası Eskişehir’deki her yere çıkıyor.
Şelalepark
Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’e kazandırdığı bir başka harika burası. Şehrin ortasındaki bir doğanın tadını çıkarmak ve bu güzel şehire kuşbakışı bakmak istiyorsanız, adresiniz Şelalepark. İçerisinde heykellerin ve bir değirmenin yer aldığı Şelalepark’ta elbette ki bir yeme içme mekanı da mevcut.
Espark
Şehrin en simgesel mekanıyla Eskişehir’deki son durağımıza geldik. Espark bir Alışveriş Merkezi, yani kısacası bir AVM. Bu yapı şehrin o kadar merkezinde ki, bütün en güzel yeme içme mekanları ve kafeler bu AVM’nin etrafına konumlanmış. Üzerinde yer aldığı Üniversite Caddesi’nin sonu Anadolu Üniversitesi’nin ana kampüsünde bitiyor. Tabi Anadolu Üniversitesi’ne varana kadar envai çeşit kafe ile karşılaşıyorsunuz. Espark’ın diğer tarafında ise tıpkı Ankara’da olduğu gibi, şehrin en merkezi meydanı olan etrafını tramvayların döndüğü bir Ulus Meydanı mevcut. Meydanın taşıdığı destansı bir heykelin ardındaki ana cadde sizleri Adalar’a ve Porsuk Çayı’na götürecek.