Dünyanın Kanunsuz Toprakları: 6 Tehlikeli Destinasyon

Seyahat etmek, farklı kültürleri tanımak ve yeni yerler keşfetmek anlamına gelse de bazı destinasyonlar var ki buralara gitmek yalnızca macera değil, aynı zamanda tehlike anlamına da geliyor. İşte kanunsuz topraklar olarak nam salmış dünyanın en tehlikeli altı destinasyonu:

1- North Sentinel Adası, Hindistan

Hint Okyanusu’ndaki Andaman Adaları zincirinde yer alan North Sentinel Adası, dış dünyadan neredeyse tamamen izole olmuş bir yer. Ada, burada yaşayan Sentinelese kabilesinin şiddetli tepkileri nedeniyle "Dünyanın en izole kabilesi" olarak biliniyor. Dışarıdan gelecek her türlü temasa karşı son derece sert yanıt veren bu kabile nedeniyle North Sentinel Adası dünyanın en erişilemez yerlerinden bir tanesi.

Adanın çevresindeki denizler de kimsenin adaya yaklaşmaması için sürekli olarak denetleniyor. Tabi bu aynı zamanda buraya seyahat etmek isteyen kişilerin can güvenliğini sağlamak adına da çok önemli. Ama North Sentinel Adası hem doğasının tehlikeli oluşu hem de Sentinelese topluluğunun koruma altındaki statüsü nedeniyle, turistlerin gitmemesi gereken destinasyonlar arasında ilk sıralarda. 

2- Western Sahara, Afrika

Kuzey Afrika’nın batı kıyısında yer alan Batı Sahra, adını yıllardır süregelen siyasi ve askeri çekişmelerle dünyaya duyurdu. Mağrip'in batısında, Cezayir, Moritanya ve Fas arasında sıkışmış bir şekilde bulunan ve yüzyıllar boyunca farklı güçlerin egemenliği altında kalan Batı Sahra, bugün hala tam anlamıyla çözülmemiş bir bağımsızlık mücadelesinin ortasında.

Bölge şu anda Fas tarafından idare ediliyor olsa da bölgede hala süregelen bir gerginlik ve çatışma ortamı var. Tabi yeri gelmişken Batı Sahra’nın zorlu coğrafi koşullarından da bahsetmek gerek. Geniş çöl alanları, yerleşim yerlerinin seyrekliği ve ciddi altyapı eksiklikleri bölgeyi keşfetmeyi hem zor hem de tehlikeli hale getiriyor.

3- The Zone of Death, Idaho, ABD

ABD’nin Idaho eyaletindeki Yellowstone Ulusal Parkı’nın küçük bir parçasında yer alan “The Zone of Death”, hukuki açıdan oldukça tuhaf bir bölge. Tuhaflığı şuradan ileri geliyor; ABD Anayasası’na göre kişiler yalnızca suç işledikleri eyaletin mahkemesinde yargılanabiliyorlar. Ancak, Yellowstone'un Idaho’ya uzanan bu küçük kısmında hiçbir yerleşim yeri olmaması, teorik olarak burada işlenen bir suçun yargılanması için bir jüri oluşturulamayacağı anlamına geliyor.

Bu tuhaf hukuki boşluk birçok insanın ilgisini çekse de, kimse 130 kilometrekarelik bu “ölü bölge”nin ziyaret edilmesini önermiyor. Zira burada işlenen suçların cezasız kalma olasılığı hayli yüksek.

4- El Chocó, Kolombiya

Pasifik Okyanusu kıyısında yer alan El Chocó bölgesi yağmur ormanlarının yoğunluğu ve bozulmamış doğasıyla gerçek bir doğal cennet kabul edilse de, güvenlik açısından ciddi tehditler barındırıyor olması onu kanunsuz topraklardan biri haline getiriyor.

El Chocó Kolombiya’nın diğer bölgelerinden çok daha farklı bir kültürel ve etnik yapıya sahip. Aynı zamanda ülkenin de en izole ve en yoksul bölgelerinden biri. Bölgenin zengin yer altı kaynaklarının ve ormanlarının yasa dışı madencilik gibi faaliyetlerle gölgelendiği, ekonomik ihmalin ve altyapı eksikliğinin de ciddi boyutlarda olduğu düşünüldüğünde, buranın suç gruplarının hedefi haline gelmesi sürpriz değil.

Doğal güzellikleri ve kültürel çeşitliliği ile keşfedilmeyi bekleyen bir cennet gibi görünse de, El Chocó'nun tehlikeli ve istikrarsız yapısı, bölgeyi turistler için riskli bir destinasyon haline getiriyor. Bu nedenle ziyaret etmeyi düşünüyorsanız mutlaka tüm riskleri önceden iyice araştırmanızı öneririz.

5- Slab City, California

“Amerika’nın son özgür yeri” olarak bilinen Slab City, Kaliforniya çölünün tam ortasında yer alan bir yerleşim yeri. Eski bir askeri üs olan Camp Dunlay’in terk edilmiş beton platformlarına yerleşen insanların yaşadığı yer resmi olarak bir şehir veya kasaba değil, bu nedenle elektrik, kanalizasyon gibi temel altyapılar bulunmuyor. Yiyecek, sağlık ve güvenlik gibi hizmetlere erişim de ya yok ya da çok kısıtlı.

Slab City’de yaşamayı tercih eden insanların toplumsal normlardan ve kurallardan uzak, kendi belirledikleri bir yaşam tarzını sürdürdüklerini söylemeye bilmiyoruz gerek var mı? Slab City, modern yaşamın dayatmalarından kaçmak isteyenler için bir sığınak olarak görülse de, bu özgürlüğün bedeli yüksek olabilir. Yine de, Amerika'nın bu son özgür yerini görmek isteyenler için Slab City, modern toplumlardan tamamen farklı bir yaşam tarzının mümkün olduğunu gösteren eşsiz bir örnek sunuyor.

6- Bir Tawil, Afrika

Bir Tawil, Mısır ile Sudan arasındaki sınırda yer alan ve dünya üzerindeki en ilginç coğrafi ve politik anomalilerden biri olarak kabul edilen bir toprak parçası. Yaklaşık 2.060 kilometrekarelik bir alanı kaplayan bu bölge, hiçbir ülke tarafından sahiplenilmediği için “sahipsiz toprak” olarak biliniyor.

Bir Tawil’in bu sahipsiz statüsü uluslararası hukuk açısından oldukça nadir bir durum. Bölgede herhangi bir yerleşim bulunmasa da bu durum bazı maceraperestlerin ilgisini çekmesine engel olmamış. Örneğin 2014 senesinde ABD’li bir adamın burada “Kuzey Sudan Krallığı” kurduğunu ilan etmesi, uluslararası platformda pek de ciddiye alınmamış.

Bir Tawil, sahiplenilmemiş bir bölge olmasının yanı sıra zorlayıcı çöl şartları ve bölgedeki altyapı eksiklikleri nedeniyle tehlikeli bir destinasyon olarak kabul ediliyor. Bütün bunları göze alarak Bir Tawil’i ziyaret etmeye karar verdiyseniz, bölgede herhangi bir acil durum desteğinin bulunmadığını da aklınızdan çıkarmayın.