Kültür Seyahat
21 Mayıs 2024Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Dicle bölümünde yer alan Mardin hem tarihi hem kültürü hem de mutfağı ile akıllarda yer eden büyüleyici bir şehir. Mardin’in bu zengin ögelerle harmanlanmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi farklı etnik toplumların yüzyıllardı bir arada yaşamış olmasıdır. Camilerden kiliselere, manastırlardan Sinagoglara, her dinden mensup insanın rahatlıkla inancını yaşayabileceği bir şehir.
Mardin’in geçmişine baktığımızda bu zengin kültür ve toplumsal çeşitliliğin nedenlerinden bir tanesinin baharat yolu üzerinde olmasına da bağlayabiliriz. Yukarı Mezopotamya‘nın en eski şehirlerinden biri olma özelliğindedir ve M.Ö.4500’lerden den başlayarak klasik anlamda yerleşim yeri haline gelmiş önemli bir yerdir. Mardin’de toplamda beş han ve bir kervansaray bulunuyor. Son derece egzotik bir atmosfere sahip olan şehir ziyaretçileri adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Mardin’de Görülmesi Gereken Yerler
Mardin Kalesi
Şehrin en önemli sembollerinden bir tanesi olan Mardin Kalesi, 1600 yıllık çok köklü bir tarihe sahip. Mardin’in konumu itibarıyla bu kale geçen yıllarla beraber pek çok medeniyet tarafından savunma amaçlı kullanılmış. Mardin Kalesi’nin bir diğer adı Kartal Yuvası’dır. Kaleden manzara son derece muazzam. Ancak kaleye ulaşmak için biraz efor sarf etmek gerekiyor. Çünkü uzun bir merdiven sizleri bekliyor. Kaleye giriş için herhangi bir ücret talep edilmiyor. Eğer dilerseniz turizm firmaları, turistler için rehber de temin ediyor.
Dara Antik Kenti
Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden olan Dara Antik Kenti, şehrin 30 km güneydoğusunda yer alıyor. 505 yılında imparator Anastasius tarafından yaptırıldığı düşünülen bu antik kent, aynı zamanda Sasanilerin saldırılarına karşı korunmak adına bir sınır karakol şehri görevi de görüyordu. Antik kent 4 km uzunluğunda bir sur ile korunmaya alınmış. Kaya içerisine oyulmuş oldukça ilgi çekici yapılar mevcut. Dara antik kenti mimari açıdan son derece ilgi çekici bir yerdir. İçerisinde saray, kilise, tophane, zindan, su bendi gibi günümüze kadar gelmeyi başarmış bölmeleri görmek mümkün.
Deyrulzafaran Manastırı
Mardin merkeze 8 km mesafede bulunan bu tarihi mirasın 400’lü yıllarda yapıldığına dair görüşler bulunuyor. Özellikle göz alıcı mimarisi ile görenleri büyüleyen b yapı Süryani kiliseleri içerisinde çok önemli bir yere sahip. Bu manastır 6 asır boyunca süryani patrikleri için bir ikamet yeriymiş. 3 katlı mimarisi zaman içerisinde biraz değişikliğe uğramış ve üzerine eklemeler yapılmış. Mardin turizmi açısından da önemli bir yerde duran Deyrulzafaran Manastırı haftanın her günü ziyaret edilebilir. Giriş için ise cüzi bir miktar para talep ediliyor.
Mor Behnam Kırklar Kilisesi
400’lü yıllarda inşa edildiği düşünülen bu önemli kilise Mardin merkeze 6 km uzaklıkta bir mesafede yer alıyor. Geniş avlusu, taş işçiliği ile dizayn edilmiş duvarları ile dikkat çeken bu kilise turistler tarafından büyük ilgi görüyor. Kilise inşa edilirken geleneksel Mardin taşlarından yararlanılmış. Kilise içerisinde bir de çan kulesi bulunuyor. Mor Behnam Kırklar Kilisesi şu anda da hala ibadete açık. Giriş için ise herhangi bir ücret talep edilmiyor.
Zinciriye Medresesi
12. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Zinciriye Medresesi; cami, türbe ve ek yapıları içerisine alan geniş bir kompleks yapı olması ile dikkatleri çekiyor. Mimarisi son derece ihtişamlı ve göz alıcı olan Zinciriye Medresesi Mardin’in turistik anlamda bir diğer önemli tarihi mirası. Özellikle iç mekan tasarımında kullanılan motifler, kemerli kubbe ve çeşmelerdeki detaylar özenli bir çalışmanın eseri. Zinciriye Medresesine giriş içim herhangi bir ücret talep edilmiyor. Mardin Müzesi’nin yanında olduğundan müzeyi dolaşırken Zinciriye Medresesi’ne de ziyaret edebilirsiniz.
Mardin Müzesi
Mardin’in zengin tarihine ışık tutan Mardin müzesi, geçmişten günümüze adeta bir zaman yolculuğu hissi yaşatacak mirasları gözler önüne seriyor. Müzede Mardin’in köklü tarihinin yanı sıra arkeolojik kazılardan elde edilen ve pek çok farklı uygarlıktan kalan eserleri görmek de mümkün. Eğer Mardin’in tarihine daha detaylı bir bakış atmak isterseniz mutlaka görmeniz gereken yer Mardin Müzesi’dir. Mardin Müzesi girişi için cüzi bir miktar ücret talep ediliyor. Müze hafta sonları ve pazartesi dışında ziyarete açık.
Tellallar Çarşısı
Tarihi bir çarşı olan Tellallar Çarşısı şehrin merkezinde, Cumhuriyet Çarşısı içerisinde bulunuyor. Çarşının 17. Yüzyılda inşa edildiğine dair görüşler mevcut. Tarihi bir çarşı olarak günümüzde de hala aktif bir şekilde insanların alışveriş yaptığı, boylu boyunca uzanan dükkanlardan arzu edilen hemen her şeyin bulabildiği bir çarşı. Eşsiz bir mimariye sahip olan Tellallar Çarşısı geçmişten günümüze ticaret anlamında en önemli noktalardan bir tanesi. Bakır ve gümüş eşyalardan yöresel ürünlere, hediyelik eşyalardan takı ve işlemeli ev eşyalarına kadar her şeyi bu çarşıda bulabilirsiniz. Haftanın her günü açık olduğundan dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Ulu Camii
Merkezde bulunan tarihi Ulu Camii halk arasında Cami-i Kebir ismiyle de anılıyor. Kökleri çok eskiye, Artuk İmparatorluğu dönemine dayanıyor. Dönemin hükümdarı Kudbettin İlgazi tarafından 1176 yılında yaptırıldığı düşünülüyor. Caminin dizaynı ise diğer camilerden biraz daha farklı olmasıyla dikkat çekiyor. İçerisinde bahçesi, hamamı ve ayrıca dükkanlar bulunuyor. Ulu Camii turistik anlamda şehrin cazibe noktalarından bir tanesi. Çünkü yapı olarak da işlevsel olarak da çok yönlü ve ilgi çekici. Hem ibadete hem de ziyarete açık olan tarihi Ulu Camiye giriş için herhangi bir ücret talep edilmiyor.