Tüm Dünyadan Hayran Kalacağınız Tren Garları

Dünyada bazı yapılar vardır ki sadece kullanımı ile değil, bir ülkenin tarihine ayna tutması ile de ayrı bir yerde durur. Bu yapılardan bir tanesi herkesin tahmin edeceği üzere tren garlarıdır. Tren garları nice kavuşmalara, ayrılıklara sahne olan ve duygusal yönü de ağır basan yerlerdir. İnsanlar buralarda pek çok anı biriktirir. Geçmişten günümüze pek çok ikonik tren garı sadece bu yönüyle bile insanların kalbinde ayrı yerdedir. Dönemin mimarisini, estetik anlayışını yansıtan ve duygusal anlamda kalplere dokunan bu dünyanın en özel yerlerini sizler için listeledik.

Atocha, Madrid, İspanya

İspanya’nın en görkemli tren istasyonu olan Atocha, 1851 yılından beri faaliyet gösteriyor. Nostaljik yönü kuvvetli olmakla beraber istasyon çağa da ayak uyduruyor ve hızlı tren seferlerine de ev sahipliği yapıyor. İspanya turu yapmak isteyen turistler için oldukça keyifli seferler bulunuyor. Tren istasyonundan Cordoba, Toledo, Barselona ve Sevilla gibi yönlere gitmek mümkün. İstasyonun içerisi adeta tropik bir bahçeyi andıran bitkilerle dolu. Muhteşem bir doğa manzarası da sunan bu eşsiz tren istasyonu turistlerin de oldukça ilgisini çekiyor. 

Amsterdam Centraal İstasyonu, Amsterdam, Hollanda

Neogotik ve Neo-Rönesans tarzı ile dikkat çeken ülkenin en büyük tren garı Amsterdam Centraal İstasyonu, 1889 yılından beri faaliyette. Hollanda’nın ulusal miras alanlarından biri olarak kabul edilen bu tarihi garda günde 2 binin üzerinde sefer düzenleniyor. Büyüleyici bir atmosfere sahip olan gar içerisinde restoran, kafe ve alışveriş merkezi de yer alıyor. İstasyon; kule, kemer ve vitray pencereler gibi pek çok dikkat çekici detaylara sahip. Amsterdam Centraal İstasyonu, tramvay, metro ve otobüs terminali ile entegre olduğundan gün içerisinde oldukça yoğun olabiliyor.

Grand Central İstasyonu, New York, ABD

Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan New York’ta bulunan Grand Central İstasyonu, tarihi dokusunu hala en iyi şekilde korumayı başaran nadide yapılardan. 1871 yılında Cornelius Vanderbilt tarafından inşa edilmiş olan bu heybetli tren istasyonu Amerikan mimarisini de en iyi şekilde yansıtıyor. İstasyona girdiğiniz andan itibaren adeta bir müze geziyormuş havasına bürünüyorsunuz. 44 peronu ve 67 ayrı tren hattı bulunan istasyon, turistlerin dilediği her yere konforlu ve rahat ulaşımını sağlıyor. Ayrıca gar içerisinde 68 mağaza ve 35 restoranın olduğunu da eklemek gerekiyor.

Milano Centrale, Milan, İtalya

Avrupa’nın en güzel mimari örneklerinden birine sahip olan Milano Merkez Tren İstasyonu 1931 senesinde seferlerine başlamış. Yıllar içerisinde yaşanan ekonomik krizler istasyonun inşasında bazı sorunlara neden olsa da bu problem çok uzun sürmemiş ve herkesin faydalanabileceği, şehrin de ikonik bir simgesi haline gelen istasyon ortaya çıkmış. 2006 senesinde yapılan restorasyon çalışmaları ile istasyonun üzerine eklemeler yapılmış. Duvar işlemeleri, yüksek cam tavanlar eklenerek bu tarihi eser çok daha ihtişamlı bir hale bürünmüş. 

Pancras, Londra, İngiltere

Londra’nın ikonik mimarisini en iyi yansıtan tren garı Pancras, 2007 senesinde genişletme çalışmalarıyla çok daha kapsamlı bir yer haline geldi. Tren garı ilk olarak 1868 yılında faaliyete geçmiş ve o zamandan beri seferlerine devam ediyor. İçerisinde birbirinden etkileyici dev heykellerin yer aldığı bu devasa garda ayrıca kafeler, restoranlar ve alışveriş merkezlerine de ev sahipliği yapıyor. Londra’nın tarihi anlamda en önemli yapılarından bir tanesi olan Pancras, tren garının yanı sıra artık tamamen bir yaşam merkezi konumuna gelmiş durumda. 

Haydarpaşa Tren İstasyonu, İstanbul, Türkiye

Neo-klasik tarzda inşa edilmiş olan İstanbul’daki Haydarpaşa Tren İstasyonu ilk olarak II. Abdülhamid döneminde 19 Ağustos 1908'de seferlerine başladı. I. Dünya Savaşı sırasında büyük hasar gören bu tarihi gar sonrasındaki restorasyon çalışmaları ile yeniden faaliyete geçti. Her ne kadar günümüzde Marmaray projesinin inşası kapsamında 19 Haziran 2013’te faaliyetine ara vermiş olsa da insanlar bir an önce restore çalışmalarının tamamlanıp bu eşsiz garı yeniden görmek, seyahat etmek istiyorlar.

Gare Du Nord, Paris, Fransa

Fransa’nın kalbinde yer alan bu tarihi tren istasyonu Avrupa’nın en yoğun istasyon garlarından bir tanesi. Öyle ki verilere göre bu gar her sene yaklaşık 190 milyon ziyaretçinin transit noktası durumunda. İlk olarak 1846'da Paris-Amiens-Lille hattının açılmasıyla faaliyete geçen bu görkemli ve bir o kadar kalabalık tren garı Fransa seyahati yapan herkesin görmesi gereken bir yer. Tren garının hem iç hem de dış cephesinde birbirinden etkileyici işlemeler ve heykeller bulunuyor. 

Komsomolskaya, Moskova, Rusya

Tren istasyonundan çok tarihi bir opera binasına giriyormuş hissi uyandıran bu harika yapı 30 Ocak 1952 tarihinde seferlerine başlamış. Sovyet mimarisinin en incelikli örneklerinden bir tanesi olan Komsomolskaya Tren Garı görkemli avizeleri, kabartmalı tavan süslemeleri ve barok tarzını en iyi şekilde yansıtan duvarları ile kendisine hayran bırakıyor. Tren garını görmek ise oldukça kolay. Çünkü gar Komsomolskaya Meydanı'nın tam altında. 

Guillemins İstasyonu, Liege, Belçika

Belçika’nın muazzam atmosferini yansıtan Guillemins İstasyonu 2009 senesinde ciddi bir restorasyon geçirdi. Ancak bu restorasyon özellikle tarihi anlamı yitirmeden dikkatli bir şekilde yapıldı. Bu nedenle de hala o eski ihtişamını koruyor. Ünlü mimar Santiago Calatrava tarafından tasarlanan bu mimari şaheser cam ve çelik konstrüksiyon ağırlıklı bir yapı. İstasyon buradan geçen sayısız turiste kendisini hayran bırakıyor. Öyle ki insanın canı sadece nostaljisi ve atmosferi için bile seyahat etmek isteyebiliyor.