Hindistan’ın kuzeyindeki Uttar Pradesh eyaletinde, Yamuna Nehri’nin iki kıyısında kurulan Agra şehri, 1500’lü yıllarda hüküm süren Babür İmparatorluğu’nun da başkentiydi.
Başta Tac Mahal olmak üzere Babür sanat şaheserlerine ev sahipliği yapmasıyla tanınan şehir, Ekber Şah zamanında bölgenin önde gelen kültür-sanat merkeziydi.
Bugün hala önemli bir merkez olma özelliğini sürdüren Agra’nın nüfusunun yüzde seksenini Hindular, geri kalanını da Müslümanlar oluşturmakta.
Hindistan’ın en popüler turistik şehirlerinin başında gelen Agra, dünyanın her yerinden çok sayıda gezgin tarafından ziyaret ediliyor.
Derin bir tarihe sahip zengin geleneksel el sanatları, bugün de varlıklarını sürdürür.
İçlerinden en ünlüleri mermer üzerine yapılan kakma işçiliği ve özellikle Tac Mahal’den sonra değeri bilinmeye başlayan Parchin Kari çalışmalarıdır.
Küçük değerli taşlardan bitkisel şekiller oluşturmaya dayanan sanat, 350 yıldan bu yana nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.
Altın ve gümüş ipliklerle yapılan bir nakış olan Zardozi işi; çeşitli şekillerdeki aynaların kanaviçe işlemesi ile kumaşa sabitlendiği Abhalabharat ve birbirinden güzel deri ürünler Agra şehrinin özelliği olan diğer göz alıcı zanaatlar arasındadır.
Köklü bir geçmişin izlerini taşıyan ve bugün altın çağını yaşayan Agra’da mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken yerlere gelince…
Farsça “Tacın Sarayı” anlamına gelen ve bir insanın inşa edebildiği en güzel bina olarak kabul edilen Tac Mahal, Müslüman sanatının mücevheri olmakla beraber dünya mirasının evrensel başyapıtlarının biri olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Babür Şahı Cihan’ın eşine duyduğu büyük aşkın bir simgesi olarak inşa edilmiş olan bu yapı, yirmi bin işçiyle tam yirmi iki senede tamamlanan nefes kesici bir yapı ve dünyanın yedi harikasından biri olmayı kesinlikle hak ediyor.
Agra Kalesi, Babür İmparatoru Akbar tarafından, imparatorluğun ihtişamına bir övgü niteliğinde inşa ettirilmiştir. Planlama ve tasarım olarak bir şaheser kabul edilen Agra Kalesi, bu görkemli görüntüsüyle Tac Mahal’in gölgesinde kalmamayı başarıyor.
Şah Cihan tarafından eşine yaptırılmış olan bir diğer yapı, ünlü Tac Mahal’in panoramik manzarasının izlenebileceği eşsiz bir manzaraya sahip Musamman Burj Kulesi’dir.
Radhaswami inancının kurucusu olan Huzur Swamiji Maharaj’ın mezarının yer aldığı Radhasoami Samadhi Türbesi, her yıl binlerce inanan tarafından ziyaret ediliyor.
Geleneksel kırmızı kum taşından yaptırılan camilerin ve sarayları görülebileceği bir belediye olan Fatehpur Sikri, Hindistan için tarihsel öneme sahip yerlerden biri.
Babür imparatorluğu zamanında Yamuna Nehri kıyısına inşa edilmiş olan 11 zevk bahçesinin sonuncusu olarak bilinen Mehtab Bahg, 300 metrekareye yayılmış ve çok güzel bir manzaraya ev sahipliği yapan bir kazı alanı olması bakımından önemlidir.
Beyaz mermerden inşa edilmiş bir türbe olan Itmad-ud-Daulah’ın duvarlarında topaz, oniks gibi değerli taşlar kullanılmıştır. Türbe, çevresinde bir su yolu olan oldukça büyük ve gösterişli bir bahçenin ortasında yükselmektedir.
Hindistan’ın ünlü deri işçiliği örneklerini satın alabileceğiniz ve bölge mutfağından sokak lezzetlerini tadabileceğiniz Sadar Bazar, turistik bir pazar olmanın yanında son derece yerel bir yer. Market ve pazar alışverişlerinin yapıldığı Sadar Bazar, aynı zamanda hediyelik el ürünlerinin de ilk adreslerinden.
Okuduklarınız ilginizi çektiyse, yavaş yavaş bir Agra ziyareti planlama fikri de kafanızda oluşmaya başladı demektir. Peki Agra'ya nasıl ve ne zaman gidilir, ideal zaman hangisidir öğrenmek ister misiniz? Detaylar yazımızda.