Kültür Seyahat

1 Aralık 2022
Gezmekyetmez
Gezmekyetmez

Sabah gün ağarmadan yola çıktığımızdan olacak yol arkadaşımın ağzını bıçak açmıyor. Birkaç saatlik yolculuktan sonra Çanakkale il sınırları içinde, Ayvacık İlçesi, Gülpınar köyü yakınlarındaki Apollon Smnitheus Kutsal Alanı’na varıyoruz.

Mevsimin sonbahardan kışa döndüğü günler. Bundan dolayı ören yerinde bizden başka kimse yok. “Fotoğraf için muhteşem bir zamanlama” diye geçiyor aklımdan. Afyonu yeni yeni patlayan arkadaşım, “Umarım geldiğimize değer” diyerek bir tanrıça edasıyla uykusundan uyanıyor. Sonra da, “anlatın bakalım Oğuz Bey, neyin nesiymiş burası?” diyor.

Apollon Kutsal Alanı-1

NEDEN KUTSAL ALAN, KEHANET MERKEZİ?

Burası baş tanrı Zeus’un oğlu Apollon’a adanmış bir kehanet merkezidir. Kehanet merkezleri, günlük yaşamın sürdüğü antik kentlerin dışında, insan kalabalığından uzakta kurulurdu. Bundan dolayı Apollon Smintheus Kutsal Alanı da Aleksandria Troas Antik Kenti’ne 32, Assos Antik Kenti’ne de yaklaşık 27 km uzaklıkta. 

Mitolojide Apollon müziğin, güzel sanatların, şiirin, ateşin tanrısı (güneş) olarak bilinse de bir önemli vasfı da kehanetin tanrısı olmasıdır. Antik çağlarda kehanet oldukça önemsendiğinden Apollon’a adanmış çok sayıda kutsal alan, kehanet merkezi vardır. Söz konusu kutsal alanlar yeraltı sularının ve gazların yeryüzüne sızdığı noktada inşa edilirdi. Apollon Smintheus Kutsal Alanı da bundan dolayı yeraltı su kaynağının olduğu bu alanda kurulmuş. Apollon’un yeraltı (öteki dünya) ile yerüstü (hayat) arasındaki bağlantıyı da bu su kaynağı vasıtasıyla kurduğuna inanılır. 

KUTSAL ALANIN KURULUŞ HİKAYESİ

Yaşadığı dönemde (MÖ 64-MS 24) hangi insan topluluklarının nerelerde yerleşim kurduklarına dair yaptığı çalışmalarla tanınan tarihçi, coğrafyacı ve filozof Strabon, Bronz çağında Girit’ten yola çıkan ve yeni yerleşim yeri arayan insanların geçmişte burayı seçmesini ilginç bir kehanet hikayesine dayandırır. Strabon’a göre Truva halkını oluşturan insanların Girit’ten yola çıkarken ideal yerleşim yerini nasıl bulacaklarını bir kâhine danıştıklarını ve kâhinin de “Ölümlülerin size saldıracakları nokta ideal yerleşim yeridir” diye kehanette bulunduğunu söyler. Bu bilgi ile Anadolu kıyılarına çıkan Giritliler uyudukları ilk gecede ortaya çıkan farelerin tüm yiyeceklerini ve deriden yapılmış eşyalarını yemesi üzerine kehanetin gerçekleştiğine inanmaları ile bölgede yerleşim başlar. Giritlilerin ilk işi burada Apollon’a adanmış bir kutsal alan inşa etmek olur.

Apollon Kutsal Alanı-2

KUTSAL ALANIN FARELERLE VE TROYA SAVAŞI İLE OLAN ALAKASI

Kutsal alana Apollon Smintheus isminin verilmesinin nedeni de ilginçtir. Yunanca sminthos fare, Apollon Smintheus ise Fareli Tanrı Apollon anlamına gelir. Mitolojiye göre Apollon çiftçilere zarar veren fareleri attığı oklarla öldürür, kötüleri ise farelerin taşıdığı veba mikrobunun bulaştığı oklar ile cezalandırırdı. Bu özellik tapınağın Troya Savaşları’na dair kabartmalarla süslenmesini de açıklar. Homeros Troya Savaşı’nı anlattığı İlyada Destanı’nda Troya’ya saldıran Akhalar’ın komutanı Agamemnon’un bu tapınakta görevli bir rahibin kızı olan Khryseis’i cariye olarak alı koyduğunu, bu duruma sinirlenen Apollon’un da Troya’yı kuşatan Akha ordusunu veba mikrobu bulaşmış oklarla cezalandırdığını yazar.  Bu durum karşında yaptığından pişman olan Agamemnon da keçilerle doldurduğu bir gemi ile tapınağa gelerek Apollon’a karşı yapılan hakaretin kefaretini öder. Kurbanın en değerli kısmı Apollon’a sunulur, kalan ise Yunanlı kürekçilere ve halka dağıtılır. Kimilerine göre bu adak geleneğinin başlangıcıdır.

KUTSAL ALANIN ARKEOLOJİK KEŞFİ

Zaman içinde Apollon Smintheus Kutsal Alanı toprak altında kalır. 1853 yılında İngiliz Donanması’nda görevli Teğmen Thomas Abel Brimage Spratt, HMS Spitfire adlı geminin komutanı olarak Akdeniz bölgesini haritalamak üzere görevlendirildiğinde bu bölgeye de gelir. Yaptığı araştırmalar sırasında bir evin duvarında, üzerinde THEO APO yazan, iki ucu kırık mermer bir yazıt dikkatini çeker. Mermer yazıtın baş kısmının SMİN, son kısmı da LLON olduğunu anlar ve zaman içinde kaybolmuş Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nın yerini belirler. Bu bilgiler ışığında Knidos Antik Kenti’nde kazılar yapan ve Knidos Aslanı’nı bulup, İngiltere’ye kaçırmış olan İngiliz Mimar Richard Popplewell Pullan, bölgeye gelir ve 1866 yılında Londra’daki Society of Dilletanti Derneği adına kazılara başlar. Kazı sonuçlarını yayınlayarak Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nın yeniden bulunduğunu dünyaya duyurur. Ancak kutsal alandaki tapınak tam olarak kazılmaz.

Apollon Kutsal Alanı-5

ÜZERİNE ZEYTİN İŞLEME ATÖLYELERİ İNŞA EDİLEN KUTSAL ALAN

1945-1965 yılları arasında tapınak üzerinde ve çevresinde çeşitli zeytin sıkma atölyeleri kurulur. Zeytinyağı atölyelerinin inşası ve zeytinyağı üretimi sırasında ortaya çıkan asidik atık sular tapınak temellerine zarar verir. 

1980 yılında Ankara Üniversitesi bölgede kazılara başlar. Günümüze kadar sürdürülen kazılarda sadece Helenistik dönem değil, Roma dönemine ait eserler de bulunur. Bulunan yapılar arasında büyük ve küçük hamam, kutsal su kaynağı, su depoları, spor alanı ve yazıtlar ortaya çıkarılır. Bu kazılarda Apollon Smintheus Kutsal Alanı’ndan Aleksandria Troas Antik Kenti’ne uzanan 32 km. uzunluğundaki kutsal yol da gün yüzüne çıkarılır. 

ROMA DÖNEMİNDE KUTSAL ALAN

Bulunan Büyük Hamam’ın Roma döneminde tapınmak için kutsal alana gelenlerin arınması için yapıldığı, hamam yapısının da zemine ve duvarlara yerleştirilmiş pişmiş topraklardan yapılmış su kanallarından geçen sıcak su ile ısıtıldığı ortaya çıkar. 

Hamama yakın spor oyunlarının yapıldığı alan ile bu spor müsabakalarında başarılı olan sporcuların tunç heykellerinin üzerinde yükseldiği 24 adet yazılı heykel kaidesi bulunur. Tunç heykeller ise zaman içerisinde farklı maksatlar için kullanıldığından günümüze ulaşamamıştır. Kaideler üzerinde, bu spor faaliyetlerinde başarılı sporcuların isimleri, aldığı dereceler, eğitmenleri, aileleri, sporcuyu onurlandıran kişiler ya da dönemin rahip ve kahinlerinin isimleri okunur.

Apollon Kutsal Alanı-4

TAPINAĞIN MİMARİ ÖNEMİ

Apollon Smintheus Kutsal Alanı’nda gün yüzüne çıkarılan tapınağın Troya Savaşı’ndan yaklaşık 1000 yıl sonra MÖ 150 yıllarında yapıldığı tahmin edilir. Yapılan çalışmalar sırasında tapınağın etrafındaki su kanalları ve çeşmelerle bir su dünyası gibi planlandığı anlaşılır. Tapınağın mimari özellikleri de dikkat çekicidir. Alt kısmı su ile iç içe olduğundan tüf taşından yapılmış, onun üzerine depreme dayanaklı olması için bazalt bloklar yerleştirilmiş ve en üstte de estetik olması maksadıyla Marmara Adası’ndan getirilen mermerler oturtulmuş. İon tarzında 44 sütunla (kısa kenarlarda 8, uzun kenarda 14) çevrili tapınağın, sütun tamburlarında Homeros’un Troya Savaşı’na ilişkin anlatımları kabartma şeklinde tasvir edilir. Ne yazık ki bunlardan ancak üç tanesi günümüze ulaşmış olup, alanın girişindeki Depo Müze’de sergilenmektedir. Depo Müze sadece kazı dönemlerinde ziyarete açıktır. 

Apollon Kutsal Alanı-6

Son bir not, Apollon Smintheus Kutsal Alanı’ndaki yapılarda kullanılan Marmara Adası menşeli mermerleri, Doğu Roma İmparatorluğu ve Osmanlı döneminde İstanbul’da inşa edilen yapılar için gemilerle taşınarak İstanbul’un ihyasında kullanılmış.

30 Kasım 2022

GEZMEKYETMEZ