Kültür Seyahat

27 Eylül 2022
Hatice Korkmaz
Hatice Korkmaz

Tam bir yaz insanı olan ben, fotoğraf çekmeye başladıktan sonra sonbaharın büyülü renklerinin bağımlısı oldum. Her yıl mutlaka en az bir Avrupa ülkesine sonbaharı fotoğraflamaya giderim. Bu yazımda sizinle en beğendiğim, sonbaharın renk cümbüşünde kendinizi kaybedeceğiniz Avrupa’da beş destinasyonu paylaştım.

Lauterbrunnen Vadisi, Lauterbrunnen ve Wengen Köyleri

Tabii ki ilk sırada İsviçre Alpleri’ndeki küçük ve masalsı köyler yer alıyor. 72 şelaleli vadi olarak da bilinen Lauterbrunnen Vadisi, İsviçre’nin Jungfrau Bölgesi’nde bulunuyor. Tüm İsviçre gibi Jungfrau Bölgesi de demir ağlarla örülmüş olup Zürih, Cenevre gibi büyük şehirlerden trenle vadiye ulaşım son derece kolay. Nefes kesici manzaraya sahip olan Lauterbrunnen Vadi’sinde yer alan köyler içinde benim favorilerim Lauterbrunnen, Wengen, Gimmelwald ve Mürren. Dünyada gördüğüm en harika doğalardan birine sahip olan vadideki Lauterbrunnen Köyü bana hep bir ressamın elinden çıkmış gibi gelir. Vadideki en büyük şelale olan Staubbach, köyde çektiğiniz hemen her kareye bir ucundan girer.

Lauterbrunnen.JPG

Her mevsimi ayrı güzel olan vadinin en renkli, en göze hitabeden zamanı bence sonbahar. Gözlerimle gördüğüm güzelliği yeterince iyi fotoğraflayamadığımı düşündüğüm tek yer olabilir. Sonbaharın tüm renklerini iç içe görebileceğiniz Lauterbrunnen’i bu mevsimde fotoğraflamak için en uygun zaman ekim ortasından sonuna kadar. Sonrasında her an kar yağabilir. Lauterbrunnen Köyü’nde fotoğraf çekmek için en uygun saatler, gündüz fotoğrafları için sabah 10 ile öğleden sonra 3-4 arası, günbatımı (yüksek dağlar nedeniyle tam anlamıyla bir günbatımı olmuyor), mavi saatler ve gece pozlaması içinse akşam 6-9 arasıdır. Sonbaharda Staubbach Şelalesi’nin suyu azalsa da fotoğraflara güzellik katmaya devam ediyor.

Lauterbrunnen Köyü, vadideki diğer köylere tren veya teleferik ile ulaşmak için hub olarak kullanılmaktadır. Oldukça popüler bir kayak merkezi olan bölgede kilometrelerce yürüyüş parkuru bulunmakta olup Alpler’in eteklerinde hem yürüyüş yapıp hem muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz. Ayrıca Lauterbrunnen Vadisi yaz kış yamaç paraşütü yapılabilen bir yer olmasıyla da ünlü. Lauterbrunnen’den yürüyerek ulaşabileceğiniz, Mürren’e çıkan teleferiğe yakın iniş noktasında süzülen paraşütçüleri de fotoğraflayabilirsiniz. 

En eski Alp köylerinden biri olan Wengen’e kara ulaşımı olmayıp Lauterbrunnen’den trenle erişilebilmektedir, Aşağıdaki fotoğrafı Wengen’den Lauterbrunnen Köyü’ne ve vadiye bakan en güzel noktada, günbatımı zamanı (akşam 6 gibi) çekmiştim

lauterbrunnen-2

Buraya Lauterbrunnen Köyü’nden yürüyerek de ulaşabilirsiniz tabii iyi bir kondisyonunuz varsa :). Tüm gün vadiyi fotoğraflamak için uygun. Kışın da gittiğim ve kayak sezonu nedeniyle çok daha kalabalık olan köy sonbaharda nispeten daha az kalabalık olduğu için fotoğraf çekmek de daha keyifli. Kaldığınız oteller 19. Yüzyılda yapılmış ahşap şaleler genelde vadiye baktığı için odanızın balkonundan dahi muhteşem fotoğraflar çekme şansınız var.

Amsterdam

Önceki hayatımda Amsterdam’da yaşadığıma inanıyorum:) On beş kez ziyaret ettiğim, her defasında bana daha fazla mutluluk veren başka bir yer yok sanırım. Bana göre dünyanın en fotojenik şehri. Baktığınız her yer güzel, mimarisi harika, insanlar mutlu, stres yok. Amsterdam’a seyahatlerimin büyük kısmını özellikle sonbaharda ekimin son haftası yaptım ve şansıma hava genelde çok güzeldi. Aynı yerleri tekrar tekrar fotoğraflamaktan hiç sıkılmadım, her defasında farklı detaylar keşfettim, farklı açılar yakaladım. Şehirdeki nerdeyse tüm kanalların etrafını yürüyerek dolaşıp fotoğrafladım, yine de dönüp dolaşıp çekmeyi en sevdiğim yer şehrin en büyük kanalları olan Herengracht, Keizersgracht and Prinsengracht kanallarını kesen Reguliersgracht kanalı çevresi. Sonbaharda günlerin kısalmasıyla sabah 8’den sonra ışık almaya başlıyor kanallar. Kapalı havada, yağmurda bile fotoğraf çekmekten keyif aldığım nadir yerlerdendir Amsterdam, harika mimarisi ve kanallar boyu uzanan, rengarenk yapraklarla bezenen ağaçları sayesinde.

Amsterdam

Yurtdışında ilk gittiğim park olan Vondelpark’a bayılmıştım. Parkın sonunda küçük bir gölet ve etrafında masal gibi evler var. Buraları geze geze tesadüfen keşfedip çocuklar gibi sevinmiştim harika sonbahar renkleriyle fotoğraflayabildiğim için. Yine sonbaharda tam renk cümbüşü olan Amstel Parkı’da özellikle sabah gün doğumundan sonra sisle birlikte inanılmaz kareler veriyor. Amsterdam’ın sayfiye kasabası dediğim Ouderkerk de benim favorilerimden, özellikle günbatımı zamanı. Amstel Park’tan çıkıp Amstel nehri boyunca yaklaşık 6 km yürüyerek ulaşmıştık bu masalsı kasabaya. Yine kanal etrafında harika evleri ile çok fotojenik bir yer.

Ekim sonunda giderseniz Halloween partileri için Avrupa’dan akın akın gelen gençlerle birlikte kostümlü partilere katılmayı unutmayın:)

Brugge

Belçika’nın orta çağ mimarisi bozulmadan aynen kalmış bu şehri, ilk bakışta bana biraz kasvetli gelmişti. Ancak kanallar boyunca ve sokak sokak gezdikçe tam anlamıyla büyülenmiştim. Çikolata ve waffle kokuları içinde sonbaharın renklerini karelemenin tadı bir başka. Yine ekimin son haftası en ideal zaman sonbaharı fotoğraflamak için. Amsterdam’dan hızlı trenle 2 saatte ulaşmıştım.

Minnewater yani Aşk Gölü’nün hemen yanı başındaki parkta en güzel sonbahar fotoğraflarımdan birkaçını çekmiştim. Kanallarda yapacağınız tekne turunda da orta çağ mimarisiyle sonbaharın renklerinin buluştuğu harika fotoğraflar çekebilirsiniz.

Brugge

Rozenhoedkaai, Brugge’ün en çok fotoğraflanan yeri muhtemelen, kanal turlarının başlangıç noktası olan bu bölgede kanala bakan bir otelde kalmıştım, tam bir orta çağ ve romantik bir ambiyansı var. Burada gece pozlaması yapmadan dönülmemeli.

Reine Kanalı’nın üzerindeki Bonifacius Bridge etrafındaki muhteşem orta çağ binaları, kanala sarkan ağaçların renkleri ve kanaldan geçen teknelerle birlikte harika fotoğraf veriyor.

Giderseniz benim için midye-bira yapın lütfen.

Paris

Paris mon amour. Sonbaharın çok yakıştığı en romantik yerlerin başında. Kasımın ilk haftası gittiğimde sonbaharı kaçıracağımı sanmıştım, ama hem harika sonbahar renklerini yakalayıp hem de Champse Elysees (Şanzelize) üzerinde kasım başında kurulmaya başlanan aşırı sevdiğim Christmas Marketleri’nin keyfini çıkardım.

Eyfel Kulesi şehrin en çok fotoğraflanan yeri doğal olarak. Sonbaharda, etrafını çevreleyen muazzam ağaçlarla, uçuşan yerlere saçılan yapraklarla, renkli daha sıcak pozlar veriyor devasa kule. Neredeyse bütün bir günü kulenin etrafında fotoğraf çekmek için harcayabilirsiniz sıkılmadan. Diğer bir fotoğraf noktası Şanzelize girişindeki Zafer Takı’nın tepesi. Buradan şehri yukardan izlemenin keyfini çıkarıp Şanzelize’yi boylu boyunca fotoğraflayabileceğiniz gibi muntazam caddeleri süsleyen sonbahar renklerini ve Eyfel’in farklı açıdan karelerini alabilirsiniz. Tuileries Bahçesi benim Paris’te en sevdiğim yerlerden. Uzun bir yolun her iki yanında inci gibi dizilmiş, sarı, turuncu, yeşil sonbahar renkleriyle bezeli ağaçlar özellikle simetrik fotoğraf sevenlerin kaçırmaması gereken bir fotoğraf noktası.

Eyfel

Seyahat ve renkleriniz bol olsun.

Hatice KORKMAZ, @Kardinalmelon the color queen