Kültür Seyahat

7 Eylül 2022
Önder Koca
Önder Koca

Antalya denince akla hep deniz, kum, güneş ve yaz tatilleri gelir. Bir de yazla beraber gelen çok sıcak havalar, bunaltıcı nem ve dünyanın her yerinden doluşan insanların oluşturduğu kalabalıklar... Bazen durum öyle bir hal alır ki plajda havlu koyacak yer kalmaz.

Eee! Her güzelin bir kusuru olur derler. Bu yüzden Antalya’da yaşayan biri olarak en sevdiğim mevsim sonbahardır.

Antalya’da Eylül ayı ile birlikte bunaltıcı sıcak havalar yerini serinletici meltem rüzgârlarına bırakırlar, yavaş yavaş evlerine dönen turistler sayesinde plajlarımız ve o güzel koylarımızda gürültü yerine denizin dalgalarını dinleyerek huzur bulursunuz.

Sonbaharda deniz sıcaklığı o kadar güzeldir ki dışarıya çıktığınızda hafif üşümeniz gelir, hani Bodrum hep nemsiz ve berrak havası ile yazın tatilcilerin gözdesidir ya, Antalya’da Eylül ayı, aynı Bodrum’un yazları gibi geçer.

y.IMG_3726a-01.jpg

Sonbahar Antalya’yı dağ bayır gezmek için de ideal bir zamandır. Şehir merkezine yakın iki büyük şelale olan Düden ve Kurşunlu Şelaleleri aynı gün rahatlıkla gezilebilir. Sonbaharın sonlarına doğru, şelalelerin etrafındaki ağaçların sararan yaprakları ile buluşan turkuaz sular size inanılmaz manzaralar sunar.

Düden Şelalesi

Düden Şelalesi şehir merkezine 10 km uzaklıkta olup her sene binlerce ziyaretçisi ile eşsiz doğal güzelliğe sahip bir yerdir. Şelalenin 40 metre yüksekten süzülüşünü izlemek keyif verir, etrafta oluşan sonbaharın renkleri büyüleyicidir.

Şelalenin altında oluşan doğal mağara ve çayın etrafında güzel bir yürüyüş yolu bulunur. Şelale içerisinde kafeteryalar ve bir adet lokanta bulunmaktadır. Gezinize biraz mola verip, güzel bir kahve içebilir ya da Düden Çayı’nda yetişen alabalıklardan tadabilirsiniz.

Düden.jpg

Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı

Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı, Düden Şelalesi’nden 11 km uzaklıkta olup, sonbaharda mutlaka görülmesi gereken bir doğa harikasıdır. Şelale 18 metre yükseklikten dökülerek 7 adet küçük göleti birbirine bağlamaktadır.

Suyun döküldüğü yerden itibaren güzel bir yürüyüş yolu yapılmıştır. Yol boyunca size zengin bitki örtüsü, tavşanlar, sincaplar, ördekler ve devasa katran ağaçları eşlik eder. Sararan yaprakların göle dökülmesi oluşan manzaralar görülmeye değerdir.

Kazlar-2

Geyikbayırı

Farklı bir Antalya tatili olsun, sonbaharda doğayla bütünleşmek ve yeni deneyimler yaşamak istiyorum derseniz yine şehre 25 km uzaklıkta ülkemizin en büyük, dünyanın ise sayılı kaya tırmanış alanları içerisinde yer alan Geyikbayırı’na davetlisiniz.

Portakal, limon ve nar bahçeleri arasında kekik kokuları eşliğinde yürümek, kuşların cıvıltısını dinlemek, Torosların orta tepelerindeki Beydağları’nda yürüyüş yapmak, Roma ve Bizans dönemi antik kentlerin belki de en büyüğü olan Trebenna Antik Kenti’ni keşfetmek ve binden fazla tırmanış rotasında ister başlangıç seviyesi olsun, ister zor parkurlar arasından dilediğince tırmanmak ve bisiklete binmek için Geyikbayırı tam size göre bir yer.

Geyik Bayırı

Antalya’yı sadece yaz tatili ile sınırlamak, gerçekten bu kadar doğa harikası bir yere haksızlık olur. Özelikle sonbaharda ikliminin ılık olması nedeniyle rahatlıkla gezilebilecek yüzlerce antik kent, milli park, yürüyüş yolları ve çeşitli aktiviteler vardır. Antalya’yı sonbaharda mutlaka gezip kendi gözlerinizle görün… 

Sözlerimi Haluk Levent’in güzel şarkısı ile sonlandırayım. 

“…Sevgilim bilirsin ne kadar güzeldir,

Antalya’da sonbahar…”

Önder Koca