Kültür Seyahat
30 Kasım 2024Her köşesinde Mozart’ın notalarının yankılandığı bir şehir düşleyin. Öyle bir şehir olsun ki bu, tarihi yapıları, konser salonları ve festivalleriyle her an müzikle olan derin bağını gözler önüne sersin, müzikle özdeşlemiş ruhuyla dünyayı büyülesin.
Bugün, klasik müziğin başkenti olarak anılan Salzburg’dayız. Wolfgang Amadeus Mozart’ın doğum yeri olan bu şehir, yalnızca bir gezi rotası olmanın çok ötesinde, melodilerin rehberliğinde bir zaman yolculuğu vadediyor ve adeta ruhunuza dokunuyor.
Avusturya’nın başkenti Viyana’ya yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta yer alan Salzburg, nefes kesen Alp manzaraları ve barok mimarisiyle gerçekten çok özel bir coğrafya. Bu zarif şehrin kültürel zenginliğine yakından tanıklık etmek için takılın peşimize, Mozart’ın izlerini takip ederek Salzburg’u birlikte keşfedelim.
Mozart’ın Doğduğu Ev (Mozart Geburtshaus)
Rotamıza Mozart’ın doğduğu ev ile başlıyoruz. Şehrin kalbi olarak kabul edilen Getreidegasse Caddesi’nde yer alan bu ev, 27 Ocak 1756’da dünyanın en önemli müzisyenlerinden birinin doğum yeri oldu. Mozart müziğe olan ilgisini bu evde keşfetti, yeteneğini burada geliştirdi.
Günümüzde bu çok özel ev bir müze olarak halkın ziyaretine açık. Klasik müzik tutkunları için adeta bir mabet olan bu müze, Mozart’a ait kişisel eşyalara, mektuplara ve müzik aletlerine ev sahipliği yapıyor.
Mozart’ın Yaşadığı Ev (Mozart Wohnhaus)
Mozart ailesi, 1773 yılında Makartplatz Meydanı’nda yer alan bu eve taşındı. Burada da Mozart’ın gençlik yıllarına ve müzik kariyerinin gelişim dönemlerine tanık oluyoruz. Piyanosunu, kendi el yazısı ile yazdığı notaları ve aile arşivlerini görmek, bu büyük müzisyenle aranızdaki bağı derinleştirecek, aynı zamanda dönemin Salzburg’unu da anlamanızı sağlayacak. Eğer şanslıysanız, evin çevresindeki meydanda canlı bir klasik müzik performansı izleme fırsatı da bulabilirsiniz.
Hohensalzburg Kalesi (Festung Hohensalzburg)
Salzburg’da gezilecek yerler elbette yalnızca Mozart ile sınırlı değil. Bu yüzden rotamızı şehrin en ikonik yapılarından biri olan Hohensalzburg Kalesi’ne çeviriyoruz. Mönchsberg Tepesi’nin zirvesinde yer bu kale, Avrupa’nın en iyi korunmuş Orta Çağ kalelerinden bir tanesi. İçindeki müzede döneme ait silahları ve zindanları gördükten sonra dışarı çıkarak şehrin panoramik manzarasını izleyebilir, Alplerin büyüleyici güzelliği eşliğinde fotoğraflar çekebilirsiniz.
Mirabell Sarayı ve Bahçeleri (Schloss Mirabell)
Salzburg’daki gezimiz, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan zarif bir yapıyla devam ediyor. 17. yüzyılda inşa edilen Mirabell Sarayı, özellikle çiçek düzenlemeleri ve heykellerle dolu büyüleyici bahçeleri ile ünlü. Sarayın ünlü merdiveni ve Marmorsaal (Mermer Salon) bugün hem düğünler hem de konserler için tercih ediliyor, hatta ünlü The Sound of Music filminin bazı sahneleri de burada çekilmiş.
Salzburg Katedrali (Salzburger Dom)
Şehrin en önemli dini yapılarından biri olan Salzburg Katedrali, Salzburg’un en turistik noktalarından bir tanesi. İhtişamlı iç mekanı, barok mimarisi, tarihi orgu ve fresklerle süslü kubbesi gören herkesi büyülüyor.
Hellbrunn Sarayı ve Fıskiyeleri (Schloss Hellbrunn)
Bu kez bir başka saraya, Salzburg’un biraz dışında yer alan Hellbrunn Sarayı’na gidiyoruz. Yazlık bir saray olarak inşa edilen Hellbrunn’un en eğlenceli tarafı, yaratıcı su oyunlarıyla ziyaretçilere keyifli anlar yaşatan fıskiyeleri. Sarayın çevresindeki göletler ve yürüyüş yolları da dinlenmek için harika ortamlar.
Getreidegasse
Salzburg’a gelip bu caddede yürümemek olmaz. Tarihi şehir merkezinin kalbinde yer alan bu cadde hem yürüyüş hem de alışveriş için ziyaret ediliyor. Caddede yürürken, Mozart’ın doğduğu ev de dahil olmak üzere birçok tarihi yapıyı, barok binaları ve el yapımı tabelalarıyla dikkat çeken dükkanları keşfedebilir, şirin kafelerinde molalar verebilirsiniz.
Mönchsberg ve Modern Sanat Müzesi
Mönchsberg Tepesi, Salzburg’u yukarıdan izlemek isteyenler için harika bir noktadır. Ayrıca tepede yer alan Modern Sanat Müzesi, çağdaş sanat eserleriyle ziyaretçilere farklı bir perspektif sunar. Teleferikle kolayca ulaşılabilen bu bölge, şehrin kalabalığından uzaklaşmak isteyenler için huzurlu bir ortam sağlıyor.
Alm Kanalı (Almkanal)
Salzburg’un eski su kanalı sistemi olan Alm Kanalı, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle keşfedilmeye değer. Eğer şehri bir yaz mevsiminde ziyaret ediyorsanız, kanalda düzenlenen bir tura katılıp nasıl çalıştığı ile ilgili çok daha fazla şey öğrenebilirsiniz.
Özellikle yaz aylarında düzenlenen turlar, bu kanalın nasıl çalıştığını ve şehre sağladığı faydaları anlamanıza yardımcı olur.
Salzburg Festivalleri ve Mozart Haftası
Her ocak ayında, Mozart’ın doğum günü şerefine Mozart Haftası düzenleniyor. Dünya çapında tanınan solistlerin ve orkestraların davet edildiği festivalde, Büyük Festival Salonu ve Mirabell Sarayı Salzburg’un tarihi salonlarının her birinden Mozart notaları yükseliyor.
Yaz aylarında ise yine müzikten uzak kalmıyorsunuz çünkü şehrin kültürel zenginliğini kutlamak için düzenlenen Salzburg Festivali, operadan tiyatroya yine sanatla dopdolu.
Salzburg tarihi zenginlikleri, Mozart’ın mirası ve doğal güzellikleriyle Avrupa’nın en özel şehirlerinden biri. Barok mimariden müziğe, huzurlu bahçelerden hareketli caddelere kadar her bir köşesi unutulmaz deneyimlerle dolu. Bu güzel ve zarif şehri gezerken tarihe dokunduğunuzu ve eşsiz bir kültür yolculuğuna çıktığınızı hissedeceksiniz.